Oyun, bir kadının kişisel tecrübelerini anlatırken, oyun ilerledikçe aslında kaç yıl geçerse geçsin, kaç yaşında olursak olalım hepimizin aynı şeyleri yaşadığını görüp, bir nevi kendi hikayemizi izliyoruz. Yaşarken anlamlandıramadığımız, dile dökülemeyip, içimizi kemirenlerle yüzleşiyoruz. Yalnızlık ve anlaşılamama duygusu yerini paylaşıma bırakıyor. Bunu anlatırken de tek taraflı ve suçlayıcı bir dil yerine, hem kendimizi gördüğümüz hem dışarıdan bakabilidiğimiz hem de karşı tarafı da anlamaya çalıştığımız bir duygusal olgunluğa yönlendiriyor oyun.
Suçlu her zaman karşımızdaki mi? Yoksa o da bir sevgisizlik mağduru mu? Sevgi hepimizin doğuştan bildiği bir içgüdü mü? Yoksa öğrenilebilir bir şey mi? Kadınların, sadece ikili ilişkilerdeki sorunlarına değil, kendini var etmeye çalıştığı her alanda topumda henüz kavranamamış “özgürlük” kavramını da irdeliyor. Güçlü ve özgür olmaya çalışan kadını, yine bu kavramlarla sömürmeye çalışan bireyleri ve düzeni gösteriyor. Oyunun metni kadar, Çağrı Nur Timur’un güçlü performansı ve sahneye konuluş şekli de bizi bu kadar oyunun içine çekip, adeta arkadaş kılıyor. Sanki birbirimize sarılıyormuşuz gibi, yalnız değilmişiz gibi…
Oyunu prömiyerinde izledim. Mutluluk gözyaşlarıyla selamını veren ekibin, bütün yüreğini ortaya koyduğu bir oyun olmuş. Ellerine sağlık. Alkışı bol, ömrü uzun olsun.
Son zamanlarda izlediğim en iyi tek kişilik oyundu diyebilirim. Duygu Asenanın kitabını oyuncu ile birlikte yaşadık resmen. Başta Cağrı Nur timur ve yönetmen Cansu canaslan olmak üzere tüm ekibi gönülden tebrik ediyorum. 90 dakika mükemmel bir oyun izledik telk kelime ile harkaydı...
Oyunu prömiyerinde izledim herşey harikaydı Duygu Asena'nın bir kitabının bu şekilde sahneye uyarlanması ,bu kadar güzel,yürekten ve hatasız sahnelenmesi oyuncunun senaryoyu her anıyla yaşayarak sunumu beni çok etkiledi çok başarılı buldum emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Herkesin büyük bir zevkle izleyeceğindende eminim.
Aslında Aşk Da Yok / Nushu Tiyatro