“Bir millete mensup olmak tamamen tesadüf meselesidir. O kadar büyütmeye ve bunu üstünlük meselesi haline getirmeye gerek yok. Hepimiz insanız o kadar.”
Kahramanlık,kardeşlik, vatan severlik, ihanet, vicdan, insan olmak.. Eğer oyuna daha önce denk geldiyseniz tamamen erkek karakterlerden oluştuğunu da biliyorsunuzdur.. Peki ya metnin bu hali, bir kadının dahil olması.. Herhangi iki ülkenin, herhangi bir nedenden ötürü savaş halindeki herhangi askerleri. Bu herhangi askerlerin arasında geçen herhangi bir hikaye. Sorgu odasında vatana ihanetle suçlanan üstün hizmet madalyasına sahip kurmay binbaşı Samantha diğerlerinden tek bir farkla o odada durup kadınlığa ait bütün özelliklerle birlikte sorgulanıyor. Asker olmaya karar verdiği gün ve sonrasında karşılaştığı durum hayatını alt üst ederek kahramanlık ve ihaneti birbirine ne kadar yakınlaştırabilirdi? Neyi seçerdi bu kadın yaşam ve ölüm arasında nasıl bir vicdan muhasebesi yapabilirdi? Yaşadıkları, kaygıları, korkuları, yüzleşmeleriyle birlikte her özel görev için hayatından daha ne kadar taviz verebilirdi? Her bir karakter toplumun bir kesimini temsil ederken gücü, otoriteyi, faşizmi, radikal tarafları da birçok yerden sorguluyor. Tanıdık bir hikaye gibi de geliyor değilmiş gibi de.. Sınırları olmayan bu oyunu izlerken kendinize sorduğunuz sorulardan bazıları cevap bulurken ya da ben ne yapardım diye düşünürken temelinde her şeyin insan olmak olduğunu görüyorsunuz..
Sorgu İyi bir metin, reji ve şahane oyunculuklarla sezonda kaçırmamanız gerekenlerden.
SORGU / Teatro Rudius