"Bir kadın kaç kere ölür?"
Bu akşam Moda sahnesinde izledim. Canım Nazan Kesal, Furuğ'nun hayata karşı olan tüm yaralarını iliklerimize kadar geçirdi.
Furuğ'nun sanatsal mirasını ve yaşamını sahneye taşıması gerçekten de çok özel bir şey... Nazan Kesal’ın etkileyici performansıyla hayat bulan, Şebnem İşigüzel’in kaleminden çıkan ve Berfin Zenderlioğlu’nun yönetmenliğini üstlendiği "Yaralarım Aşktandır," mükemmel bir kadın işi. Furuğ Ferruhzad, İran edebiyatının ve modern şiirin en güçlü kadın seslerinden biri olarak bilinir. Şiirleri, yaşamı, cesur duruşu ve trajik sonu, onu sadece İran'da değil, tüm dünyada tanınan bir figür haline getirmiştir. "Yaralarım Aşktandır" oyunu, Ferruhzad’ın iç dünyasına ve sanatçı kimliğine bir kapı aralıyor. Oyunda, Nazan Kesal’ın muazzam oyunculuğu sayesinde Furuğ’nun dünyasına derin bir empati geliştirmek mümkün oluyor. Nazan Kesal, sahnede Furuğ’nun sancılı hayatını, kadın olmanın zorluklarını, aşkı, acıyı ve özgürlüğü arayışını büyük bir duyarlılıkla yansıtıyor. Şebnem İşigüzel’in kaleminden çıkan metin, Furuğ’un hayatına dair sadece biyografik bir anlatıdan öte, onun içsel çalkantılarını, isyanlarını ve tutkusunu yansıtıyor. Şebnem İşigüzel, Furuğ Ferruhzad’ın şiirsel dilini oyuna ustaca yedirmiş, bu da izleyiciye sanki bir şiirin içine adım atmış hissi veriyor. Metin, Furuğ’nun İran toplumundaki yerini, kadın olmanın getirdiği sınırlamaları ve sanatla hayatı anlamlandırma çabasını derinlemesine ele alıyor. Berfin Zenderlioğlu’nun yönetmenliği ise oyunun ruhunu sahneye başarılı bir şekilde yansıtan bir diğer önemli unsur. Zenderlioğlu, minimal ama etkileyici bir sahne tasarımıyla, Furuğ’un hayatındaki sancıları ve gelgitleri gözler önüne seriyor. Yönetmen, oyuncunun performansını ve metnin derinliğini, yalın ama vurucu sahne geçişleriyle destekliyor. Bu sade ama etkileyici yönetim anlayışı, oyunun atmosferini güçlendiriyor ve izleyicinin dikkatini tam anlamıyla sahnede tutmayı başarıyor. "Yaralarım Aşktandır," sadece Furuğ Ferruhzad’ın hayatını anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda kadın olmanın, sanatçı olmanın ve birey olarak var olmanın sancılarını da derinlemesine işliyor. Oyunu izlerken, Ferruhzad’ın içsel yaralarını hissediyor, onun aşka, özgürlüğe ve sanata olan tutkusunu paylaşıyorsunuz. Nazan Kesal’ın performansı, Şebnem İşigüzel’in güçlü metni ve Berfin Zenderlioğlu’nun incelikli yönetimi, bu oyunu sadece izlenmesi gereken bir tiyatro eseri değil, aynı zamanda unutulmaz bir deneyim haline getiriyor
Radyo-yu Hümayun / Müşterek Kumpanya