Bir bedende üç kadın, üç karakter, üç yorum ve üç tepki. Zaman zaman çelişseler, tartışsalar hatta kavga etseler de üçü de bir noktada birleşiyor, tepkisizlik.
O bildik ve yüzeysel "toplumda kadına bakış"ı kadınsız bir şeklide eleştirenlerin aksine, meseleye doğru bir şekilde nişan alıp 12'den vurmuş yazar. Kadının en büyük "düşman"ının yine kadın olduğunu, erkeği eleştireceğim derken aslında kadınların birbirlerini ne denli acımasızca çekiştirip dedikodusunu yapma gafletinde bulunduklarını, dalga geçip en ağır ve hakaretamiz sıfatlarla nasıl da aşağıladıklarını, nasıl da önyargılı bir tavır alıp iftira atabildiklerini, belki de bu yüzden "düşman erkeklere" karşı birleşip ortak bir tepki veremediklerini ve hatta belki hiçbir zaman verilemeyeceğini olabildiğince yalın ve net bir şekilde gözler önüne seriyor.
Oyun boyunca sürdürülen bu gerçekçilik, oyunun sonunda da tahmin ettiğim şekilde gösteriyor kendini.
Oyunu Kadıköy Emek Sahnesi'nde izledim. Bence oyun derdini çok keyifli bir şekilde izleyiciye aktarıyor. Oyun, toplumsal kodlara işlemiş eril bakışın kadınları içinden çıkılmaz bir endişeye, kararsızlığa ve bunlarla bağlantılı tepkisizliğe nasıl ittiğini kara mizah da kullanarak keyifli bir şekilde aktarıyor. Oyun süresince 45 saniyenin ne kadar kısa ve bir yandan da ne kadar uzun olabileceğinin ipuçlarını veren ufak detaylar da ayrıca hoşuma gitti. Emeği geçen herkesin ellerine, aklına sağlık.
45 Saniye / Bi' Tık Tiyatro