Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
16.04.2022 / Sahne Pulcherie
Epey övgüyle söz edildiğini duyduğumdan İstanbul'a gelmesini heyecanla bekledim.
Küçük bir sahnede en önde olmanın avantajı olarak her duygu geçişini rahatça görebildim, Sezen Keser bu manada başarılı. Üstelik net bir şekilde kurduğu göz temaslarından 0 dikkat dağınıklığıyla çıkmasını takdire şayan buldum.
Fakat Sezen hanımın performansı dışında beklediklerimi pek bulamadım.
"bunu kesin bir erkek yazmıştır" yorumuna tamamen katılıyorum, aynı hissiyatı yaşadım.
Sonrası spoiler!
Metinde yer yer çiğlikler(alt metinde kadın bedeninin kutsanması, aslında dansın kadınlar arasında veya direkt tanrıya yapılması da işte uygunsuz(?) yapıldığında ustanın kalbine inmesi??) vardı.
Demem o ki iyi niyetle anlatmaya çalıştığı şeyi doğru yerden anlatamıyor(öznesi değil), bu sebepten de ortaya biraz bayatlamış arabesk sonuçlar ve ütopik bir final çıkıyor.
Nezaket Erden ve Hakan Emre Ünal’ın oyunculuk anlayışını ve bir metni yaratma ve sahneye koyma biçimlerini çok seviyorum öncelikle. Bu oyundan sonra da merakla takip etmeye devam edeceğim. Fakat maalesef bu oyunun metni her şeyi tek tek söylüyor ama göstermiyor. Yani karakterin başından geçen her olayı uzun uzun dinliyoruz ama kısıtlı bir duygu ve tepki skalasıyla her olayda aynı şeyleri izliyoruz sanki. Bir noktadan sonra merak etmemeye başladım. Fikir olarak beğendim, genç bir erkeğin ataerkil iktidarları hem kendisi hem hayatındaki kadınlar için reddetmesi, duygularını sahiplenmeye çalışan bir erkeklik portresi çizmesi, kadınlardan açıkça öğrenmesi ve zekalarından etkilenmekten mutlu olması- bunlar harika gerçekten, ne kadar teşekkür etsek az böyle yeni bir genç erkeklik tahayyülü için.
Her Şey Gözümüzün Önünde Oldu / Tiyatro BeReZe