Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Oyun metninden dekoruna, oyunculuğundan ışığına çok çok iyiydi.
Birisi bana oyunun konusundan kabataslak bahsetse sıradan bile gelebilirdi fakat metnin işlenişinde öyle bir büyüleyicilik vardı ki.
Bu büyüleyiciliğin kaynağı da zaten sıradanlığın içinde göremediğimiz sadece hissedebileceğimiz ama çoğu zaman hissetmediğimiz şeyleri göz önüne sermesi.
Oyunu bu yüzden özeleştiri yapmadan, şapkayı önünüze koymadan izleyemiyorsunuz.
Oyunda dram hakim olsa da oyuncunun yeteneği ve araya soktuğu metaforlar sayesinde oyun asla sıkmıyor ve seyirciyi üzüp omuzlarını düşürmüyor. Hatta yüz güldüren yerler oluyor arada ama apaçık bir mizahla değil; hatta iyi ki öyle değildi. Bu oyun için hiç gerek yoktu. Duygu durumumuzda şaşkınlık ve beğeni arasında bir dalgalanma ile izledik bitirdik. Seyirci kapsamında da frekans bozulmadı.
Oyunda konu görülme konusundan sonra “Her insanın yeteneğini öldürmeye hakkı olmalı!” Diyerek genişliyor.
“Bir insanın bizi anlaması için bizimle aynı mı olması gerekiyor?” Diye sorarak sona yaklaşıyor.
Görülmeme problemine dair sözsüz detaylarla da çok şey anlatarak başladı ve bitirdi (selamlamadaki detaylar dahil)
Zaman ayarlaması vs çok tatlı ayarlanmıştı. Her şey çok dozundaydı.
Velhasıl imkanı olan mutlaka ama mutlaka izlesin.
Çarpışma / İstanbul Devlet Tiyatrosu