Dinçer Sümer nahif bir yazardır. Genelde eski zamanları konu alır romanlarında, oyunlarında. “Eski Fotoğraflar” gibi. Ben de bir eski zamanlar aşığı olduğum için bu gibi öyküleri, kitapları, oyunları çok severim. “Maviydi Bisikletim” oyunu da 1950’li yılların İzmir’ini anlatan nahif bir oyun.
Oyunda unutulmaya yüz tutmuş o kadar güzel şeyler var ki, hatırlaması bile insana mutluluk vermekte. Sahaflar, Antikacılar, Antika eşyalar, eski film afişleri, radyolar, plaklar, eski esnaflar, eski yaşam biçimleri … Saymakla bitmez. Oyunun kahramanı bu argümanlar eşliğinde İzmir’de ki ilk aşkının hikayesini anlatıyor. Yaşadığı o unutulmaz ilk duyguları seyirci ile paylaşıyor. Anne ve babası ile yaşadıkları, arkadaşları ile yaşadıkları, okulda yaşadıkları olaylar da bu konuya eşlik ediyor. Sevimli, incelik dolu ve gerçekten çok sıcak (Hani kelimenin tam anlamı ile NAHİF) bir oyun.
Tiyatromuzun en sevdiğim genç ve sempatik oyuncularından (Bayb Face diyorum ben ona ) Çağrı Büyüksayar son derece başarılı bir performans sergiliyor. En son Oscar oyununda da yine çok başarılı idi. Yönetmen Ersin UMULU ile iyi bir iş çıkarmışlar. Keman ile oyuna eşlik eden sanatçımıza da teşekkür etmek isterim, kemana doyurdu izleyicileri. Dekor son derece nostaljik ve oyun ile uyumlu. Film afişleri havaya asılmış, bir sahaf, antikacı dükkanı ve Kukla vestiyeri de dekoru tamamlamış. Baba ve Anneyi kuklalar vasıtası ile canlandırmışlar. Müzikler keza eskilerden ve tabii yine çok güzel.
Eski olan her şeyi seven tipler vardır benim gibi. Sahaflardan, antikacılardan çıkamayan, Siyah beyaz filmleri seven, Türk Sanat Musikisi seven … Özellikle bu kişiler için kaçırılmaması gereken bir oyun. Ve tabii İzmir aşıkları için de …
Maviydi Bisikletim / İstanbul Şehir Tiyatroları