-
3 büyük yazarın nasıl bir ideal uğruna ömürlerini harcadıklarını gördük, düşüp düşüp tekrar kalktıklarını. Her dönemin kurnazı, hacıyatmazı oluyor elbet, ama tüm bedelleri ödeyenlerin de zamansız hikayesi oluyor nesiller boyu. Hadi bu sabah gururumuza sarılarak başlayalım güne, bizi buralara kadar getirdi sabırla...
-
3 saatlik bir tiyatro şöleni... canlı orkestra eşliğinde iğne oyası gibi hikayeye işlenmiş şarkılar, oyuncuların etkileyici performansı , etkili sahne tasarımı, fosforlu cevriyenin şahane bir fincana konmuş acı bir kahve gibi hayatı... işte tiyatro bu yüzden var dedirten bir oyun geçti kalbimizden. Bir de, artık yıldızlara bakmak biraz da Cevriye demek...
-
Tarumar etti bizi... Bu müthiş kitabın oyunu nasıl sahnelenir, acaba güzel olur mu diye çok merak etmiştim. Sahne ve kostüm tasarımı çok başarılıydı, bazı sahnelerde duygu yükü o kadar fazlaydı ki, bir anda gözyaşlarına tutulmak da değil, o hâlin içinden geçmekti. Şehir tiyatroları bizi mest etti, bu sezonun en iyi oyunlarından biri olacak kesin.
-
Afife bu sezon büyük bir merakla beklediğim bir oyundu, Demet Evgar'ı sahnede izlemeyi ve Afife Jale'nin hikayesine tanık olmayı sabırsızlıkla bekledim. Demet Evgar'ın oyunculuğu şahaneydi, sahnede yakın çekim kamera ile tüm dramatik sahnelerde Demet Evgar'ı büyük ekranda mimikleriyle görmemiz şahane bir fikirdi. Sahne tasarımı, dekor çok iyi çalışılmıştı. Fakat oyunun tam akıcı olmaması, bazı diyalogların kopukluğunu belirtmek isterim, özellikle kuir sahnelerin hikayeyle bağlantısız olduğunu düşünüyorum. Büyük bir prodüksiyon ve emek, Demet Evgar'ın şahane oyunculuğu ile birleşmiş, fakat hikayenin işlenişi umduğum gibi değildi.
-
Serkan Keskin'i sahnede Moliere/Cimri oyununa ilk izlemiş ve hayran kalmıştım. Bu kült romanın uyarlaması tek kişilik oyunda birçok farklı karakteri bu kadar ustalıkla canlandırması, bu oyunu bir başkasından izleyemezdim dedirtti. Karakterlere kostümlerle hızlıca geçişi, hareketli sahne tasarımı ile dekorun değişimi, sahnelerin sinevizyonla zenginleştirilmesi, anlatım dili biraz ağır olan oyunun temposunu güçlendiriyordu.
“Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır… Bu da gösterir ki, zaman ve mekân, insanla mevcuttur!" Zamana, zamanın ruhuna, insanın zamanın ruhu ile değişim sancılarına götürdü bizi. Dakikalarca ayakta alkışladık, emeği geçen herkese teşekkürler.
Meçhul Paşa / Tiyatro Hayali