şubat ayında zorlu psm'de izlediğim oyun. öncelikle oldukça yenilikçe ve deneysel bir iş olduğu için tebrik etmek istiyorum. gerçekten alışık olmadığımız, yorucu, sağlam bir metin var ortada. başta deprem olmak üzere bir çok toplumsal soruna tadında, oyunu boğmadan ve seyirciyi sıkmadan dikkat çekmesi güzeldi. hare sürel’in canlandırdığı selin karakteri üzerinden sanatın tanımı ve sınırları üzerine düşündürdüğü kısım sanırım en beğendiğim kısım oldu. toplumsal normlara ve geleneklerine kardeşinden çok daha bağlı olan abinin kardeşiyle olan ilişkisi de ayrıca çok güzel sahnelendi. ceren köse’nin canlandırdığı genç kızın yaşadığı kimlik bunalımı da oldukça başarılıydı. tabii ki tüm bu karakterlerin kesişim noktası olan baş karakterimiz cemal de cihat süvarioğlu tarafından başarıyla sahnelendi. kısacası tek tek gerçekten derinlikli bir karakter inşası olmuş, tüm oyuncular karakterlerini çok iyi benimsemiş. sahnelenişi de hemen hemen kusursuzdu. ama bu oyun için belki de etmem gereken en büyük teşekkür sahne tasarımını yapan günsü sarı’ya. dekor tek kelimeyle muazzamdı. çok iddialı olabilir ama yıllardır en az ayda 2-3 oyun izlemeye çalışan biri olarak hayatımda gördüğüm en iyi dekorlardan biriydi. müthiş ayrıntılı, dolu dolu, teknolojiden bir çok sahnede çok güzel yararlanılmış bir dekor vardı. ışık tasarımı da hâkeza. bu kadar övdükten sonra oyun için iki eleştirim var.
1-tek perde olması. 110 dakika gibi bir süresi var ve yoğun bir metin olduğu için haliyle seyirci yoruluyor, oyundan kopanlar sıkılabiliyor, tekrar adapte olması zorlaşıyor…
2- oyunun sonu. metni oldukça beğenen biri olarak son kısmın havada kaldığı fikrine ben de katılıyorum.
gittiğim temsilde maalesef salonun yaklaşık yarısı boştu. bu durum beni üzdü açıkçası. umarım uzun yıllar daha sahnelenmeye devam eder ve çok kişiye ulaşır. alkışları bol, yolları açık olsun!
Linçler ve Dudaklar / Dolkun Production