Ey yedek kulübesinde hayata dahil olmayı, gerçek kazanan olmayı bekleyen bizler/sizler/onlar: Bugünün Çehov karakterleri miyiz? Pek birbirimizi dinlemiyor, hep anlatmak mı istiyoruz? Çok konuşup hiç eylemiyor muyuz? Sürekli eyliyor ama zama
DEVAMIn mı öldürüyoruz? Başarı, şöhret, para, gitmek, kalmak, sevmek, mevki? Her şey bu kadar siyah beyaz mı peki? Hem bizim hem Çehov için cevaplar bir hayli bulanık…
Anton Çehov’un, “Martı” oyununu günümüze uyarlayarak, havada asılı kalan sorularımıza bir cevap aramaya çalışıyoruz. Aslında cevap vermiyor Çehov, sadece hınzırca gülümsüyor. ‘Al bak şu haline!’ diyor. Böylece içerik biçimi doğuruyor:
Sahnede beş oyuncu hem geçmişi, hem şimdiyi, hem geleceği taşıyor bünyesinde. Zamansız beş anlatıcı oyuncu… Zamanı, mekanı eğip bükebilen, karakterden karaktere süzülen oyunbazlar… Yıllardır Türkiye’nin içinden geçtiği birçok zorlu süreçle baş etmeye çalışan, deneyimli beş tiyatrocu… Ve şu an varlıklarını sorguluyorlar: Nasıl devam etmeli?
DAHA AZ GÖSTER