Bizler kafamızda cümleler, içimizde kıpırtılar, sesler, görüntüler, haykırışlarla adımıza Krops Tiyatro dedik geçen sene. Hasat anlamına gelen Krops’u seçtik, seyircilerimizle beraber düşünmenin, eylemenin, umudun hasadını yapalım dedik. Çü
DEVAMInkü inanıyoruz ki, tohum varsa hasat mümkündür…Bu sene de ünlü Alman yazarı Christa Wolf’un Kassandra anlatısından yola çıktık. On yıl süren Truva savaşı bitmiş, savaşı Yunanlılar kazanmış, Truva yerle bir olmuş, bütün erkekler savaşta ölmüş ve kadınlar köle olarak Yunanistan’a getirilmiştir. Truva prensesi ve Apollon rahibesi, kahin Kassandra, Yunanlı komutan Agamemnon’un kölesi olarak Myken’e gelir ve onun sarayına girmeden önce çağrışımlar, hatırlamalar ve kehanet yetisiyle geçmişi, şimdiki zamanı ve geleceği anlatır.
Ünlü Alman yazarı Christa Wolf Kassandra anlatısıyla, mitolojik bir figürü gömülü yerinden çıkarıp, ona kendi yorumunu da katarak, bize geçmiş ve gelecek arasında bir köprü kurar. Tanrı Apollon’un aşık olduğu prenses Kassandra, aşkına karşılık Apollon’dan geleceği görme yetisini ister. Apollon bunu Kassandra’ya verir ancak Kassandra sonra vazgeçer ve kendini tanrıya vermeyi reddeder. Buna öfkelenen Apollon onu cezalandırır, Kassandra geleceği görecektir ama kimseyi inandıramayacaktır.
“Ben kimim ki size geleceği söyleyeyim, ben sadece akıl yürütüyorum” der Kassandra. Geleceği görmek, okumak ve değerlendirmek için kahin olmak mı gerekir? Geleceğe dair umut var mıdır? Etkin bir eylem midir umut, yoksa edilgen bir bekleyiş mi?
DAHA AZ GÖSTER