Musahipzade Celâl’in 1912 yılında kaleme aldığı ve ustalık dönemi oyunlarından kabul edilen İstanbul Efendisi yeni kurulan modern Cumhuriyet Türkiye’sinin perspektifine Osmanlının geleneksel yaşamı içinden katkı sağlamayı amaçlayan bir oyun
DEVAMIdur. Bir yandan çağdaşlaşma yolunda yeni bir kimlik tesis etmeye çabalayan toplumun geleneğiyle arasında oluşan uzaklığı yakınlaştırmaya çalışırken, bir yandan da geçmişin bağnaz hatalarından bugüne dersler çıkarmaya çalışır.
İstanbul'un Baş Kadısı Savleti Efendi, cinlerin perilerin hurafeleriyle dolu bir gerçekliğe gömülmüştür. Yıldızların açılarıyla oluşan kadere dair inancı öylesine kuvvetlidir ki, kızı Esma’nın kiminle evlenmesi gerektiğine bile yıldızların açılarıyla, fallarla, remillerle karar vermek istemektedir.
Köleliği halen devam ettiği, özellikle kadınların bir eşya gibi alınıp satıldığı, köle olmayan kadınların ise babaları tarafından söz hakkı olmadan uygun görülen biri ile evlendirildiği bir zaman diliminde Savleti Efendi’nin kızı Esma fallarda çıkan damat adayıyla mı, yoksa gönlünü kaptırdığı delikanlı ile mi evlenecektir? Bir baba ve baş kadı olarak bedenleşen bu otorite figürünü alt etmenin bir yolu bulunabilecek midir? Elbette! Hem de en eğlenceli biçimde.
DAHA AZ GÖSTER