Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Soyel ‘şehir insanlarının yaşadıkları yerlerde bıraktıkları izleri takip ettiğini, sanatının dilinin bu izlerden oluştuğunu’ dile getiriyor. Kıbrıs’ta yaşadığı yıllarda, savaşın getirdiği kaos ve sürekli bir göç hali, sanatçı için halen hem içsel hem de fiziksel olarak devam ediyor. Tutkulu sanatsal tavrı, güçlü soyut üslubunda ustaca kul DEVAMIlandığı renk kombinasyonları ile yarattığı karmaşık komposizyonlar resmin iç meselelerini izleyiciye çarpıcı bir biçimde sunuyor. Sanat eğitimini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi, Neşe Erdok ve Neşet Günal atölyelerinden sonra Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’nde tamamlayan Soyel, yaşamının büyük bir kısmını halen Viyana’da sürdürmektedir. Sanatçı Avrupa’nın modernist soyutlama geleneğinden de etkilenerek hem şiirsel hem de agresif nitelikler taşıyan kendi üslubunu oluşturma imkanı buluyor, ‘ben kendi gerçekliğimi resmediyorum’ diyor.
Cemal Gürsel Soyel resimde konudan uzaklaşmak için özel bir çaba sarf ediyor. İçeriğe odaklanmaktansa resmin kendisine odaklanmanın daha doğru olduğunu düşünüyor. Kompozisyona, ritme, estetiğe ve formların nasıl yerleştirildiğine önem veriyor. Soyel’e göre resim sanatçıya ya da hikayeye ihtiyaç duymadan kendisini anlatmalıdır, izleyiciyi alıp götürmelidir. 20. ve 21. yüzyılda çağdaş sanatın belirli bir konsept üzerinden yürüdüğünü biliyoruz ama bu sanatçının dağınık ruh haline bir türlü uymuyor, konsept yerine resim yapmanın kendisini koyuyor. Resmin peşine takılarak gidiyor, düşünerek planlı bir çalışma sistemi oluşturmuyor. Cemal Gürsel Soyel, resimlerinin
yapısını güçlü bir estetik ve görsellikle birlikte harmanladığı sağlam bir teknikle oluştururken onun için önemli olan tek şey sağlam ve iyi bir resim yaratmak. DAHA AZ GÖSTER