Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Zeynep Kayan işlerinde fotoğrafın iki boyutlu yüzeyinden kaçma içgüdüsünü şans ve yine yüzey üzerinde gerçekleştirdiği deneyler aracılığıyla irdeliyor. Aynı anı tekrar tekrar yakalama üzerine kurduğu süreç ile sanatçı, sonsuz fırsatların peşinden giderek imgenin olduğu gibi kalmasından kaçma arzusunu yansıtıyor. Kayan, geçmişle ilgili anı DEVAMIları toplayarak ve bu anıları günümüze getirerek fotoğrafın sonsuz ve durmadan değişen durumunu, bir mecra olarak portre ve performansla ilişkilendiriyor ve imkanların sınırsız olduğunun altını çiziyor.
Yeni serisinde, bu süreci bir adım öteye götüren Kayan, imgeye bir obje, bedene ise bir malzeme gibi davranarak, görme ve algıda yeni olanaklar arıyor. Mika Hannula ile konuşmasında belirttiği gibi ‘eski ve tanıdık’ olan fotoğrafı ‘yeni ve alışılmadık’ bir çevreye koyarak fiziksel mekanı soyut görsel unsurlar aracılığıyla analog bir kolaj-montaja dönüştürüyor. Videolarında bu süreci başka bir seviyeye taşıyan sanatçının fotoğrafları, hareket eden heykeller gibi davranarak şekil değiştiriyorlar.
Fotoğraf ve videolardan oluşan yeni serisindeki hep oradaymış gibi görünen imgeler üzerinden “kurgulanmış an”ı vurgulayan Kayan, izleyicilere bu anların yakalanmış mı yoksa kurgulanmış mı olduklarını sorgulatıyor: Sanatçının bu anı yakalamış olması sadece şans eseri mi? Yoksa bu özel duruma sanatçının eliyle mi yerleştirildiler? Bu bağlamda, Kayan’ın işleri, imgelerin hem mekana özgün hem de zamana bağlı oluşunu vurguluyor.
Aynı zamanda Kayan’ın sesi sergi mekanında yankılanıyor: “Yakacak ya da boğulacak ya da yuvarlanacak bir şey arıyoruz burada.” Bu sözler, sanatçının hem şans eseri, kontrolü dışında gerçekleşen anları yakalama endişesini, hem de onları kurgulamaya ve farklı şekillerde görmeye olan ilgisini, tekrarlayan ve yapısal farklılıkları olan çeşitlemeler üzerinden gösteriyor. DAHA AZ GÖSTER