Nuri İyem toplumsal-gerçekçi sanat akımının önde gelen ressamlarındandır.
Anadolulu kadın portreleriyle tanınmıştır. 3500 civarında resmi vardır. 1941 yılında Avni Arbaş, Agop Arad, Turgut Atalay, Haşmet Akal, Kemal Sönmezler, Selim Turan, Fethi Karakaş, Ferruh Başağa, Mümtaz Yener ile beraber "Yeniler" grubunu oluşturmuş ve "Liman" adlı bir sergi ile toplumsal-gerçekçi sanat görüşünü ortaya koymuştur.
Henüz üç yaşında iken 1918 yılında annesi ve ablası ile birlikte
DEVAMI babasının görevi gereği bulunduğu Mardin’e bağlı bir ilçe olan Cizre’ye gitti. İleriki yıllarda gözleri sanat yaşamının portrelerine konu olacak ve kendisi ile çok yakından ilgilenen ablasını 1922 yılında kaybetti. İlkokula Mardin’de başladı. Ailesiyle geldiği İstanbul’dan 1923 yılında annesi ve teyzesiyle gittiği Arnavutluk İşkodra’da mahalle mektebine ardından da İtalyan İlkokulu’na devam etti. Ortaokulu, tekrar döndüğü İstanbul’da okuyan Nuri İyem, Pertevniyal Lisesi öğrencisi iken yaptığı resimlerini dönemin Akademi hocası Nazmi Ziya Güran’a gösterince, Akademi’ye kabul edilebileceği yanıtını aldı. 1933 yılında girdiği Akademi’de öğreniminin ilk yılında Nazmi Ziya Güran’ın öğrencisi oldu. Daha sonraki yıllarda Hikmet Onat, İbrahim Çallı ve Leopold Levy ile çalıştı. Estetik derslerini ise daha sonraki yıllarda yakın dostu olacak olan Ahmet Hamdi Tanpınar’dan aldı. 1937 yılında birinciliği dönem arkadaşı Ragıp Gürcan ile paylaşarak mezun oldu. 1938 yılında yani II. Dünya Savaşı sıralarında asteğmen olarak Trakya’ya gitti. Askerliğini yaptıktan sonra Giresun’a resim öğretmeni olarak atandı. Mezun olduğu okula 1940 yılında “Yüksek Resim Bölümü”nde okumak üzere tekrar geri döndü. Leopold Levy’nin öğrencisi oldu. 1944 yılında “Yüksek Resim Bölümü”nü Nalbant adlı çalışması ile ikinci kez birincikle ilk mezun olarak bitiren sanatçı, aynı yıl Nasip Özçapan’la evlendi.
1941 yılında Avni Arbaş, Agop Arad, Turgut Atalay, Haşmet Akal, Kemal Sönmezler, Selim Turan, Fethi Karakaş, Ferruh Başağa ve Mümtaz Yener gibi toplumcu-gerçekçi sanat anlayışını paylaştığı arkadaşları ile Yeniler Grubu’nun kurucusu oldu. Grup, “Liman Kenti İstanbul” konulu ilk sergisini Beyoğlu Matbuat Umum Müdürlüğü binasında açtı. Türkiye’nin ilk özel resim dersanesini Beyoğlu Asmalımescit S. Önay Apartmanı çatı katında Fethi Karakaş ve Ferruh Başağa ile birlikte kurdu. Buradan yetişen öğrencilerin ilerleyen yıllarda Tavanarası Ressamları adlı bir grup kurduklarına şahit oldu.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, Bir heykel kadar sımsıkı, yeşil mehtap aydınlığı kadar zarif, geçmiş zamanın havasını içinde taşıyan eski fresk ve ikonalar kadar yalın dediği kadın yüzleri, köyden kente göçün yoğunlaştığı, bireye ait sosyal hakların kadınlar aleyhine işlediği bir dönemin ürünüdür. Mahur, çekingen, güzel, utangaç ve melankolik halleri ile bu yüzler, hem ölen ablasının hayali imgesi hem de zamanı aşan ikonik bir sembol olarak Nuri İyem’in sanatının billurlaşmış bir örneğidir. Sanatçının aynı tarihlerde gerçekleştirdiği, Anadolu gerçeğine ulusalcı bir bakışla yaklaştığı ‘göç’ resimlerinde de, çalışan, emeğini topraktan çıkaran kadınlar sembolize edildi.
Boyut ve soyut sonrası olmak üzere iki dönem altında biçimlenen sanatı akademi merkezli sanat görüşlerine karşıt bir seçenek üzerinde kimliğini oluşturan sanatçının 2001 yılında Evin Sanat Galerisi tarafından resimlerinin yer aldığı koleksiyonlar tespit edilerek görselleri arşivledi. Projenin devamı olarak, 1504 resimden oluşan "Dünden Yarına Nuri İyem”" Retrospektif sergisi açılan ve sergiye gelen tüm yapıtların yer aldığı iki ciltlik kitabı yayımlanan sanatçı, Ulus’taki evinde 90 yaşında 18 Haziran 2005 tarihinde vefat etti.
Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilen sanatçının, aralarında kendisi gibi sanatçı eşi ve hayat arkadaşı Nasip İyem’in de bulunduğu cenaze törenine katılanların yakalarına, sanatçıyı "Anadolu Kadınları" temalı bir tablosunun önünde gösteren fotoğrafı takıldı.
DAHA AZ GÖSTER