Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Ressam Fahrelnisa Zeid ile yazar, edebiyatçı İzzet Melih Devrim'in oğludur. Ortaöğrenimini İstanbul Galatasaray Lisesi'nde tamamlandı. 1942'de Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'ne girerek Léopold Lévy'nin öğrencisi oldu. Akademideki eğitim yıllarında Yeniler grubuna katıldı ve grubun Gazeteciler Cemiyeti'nin Beyoğlu'ndaki lokalinde açtığı sergiye katıldı. 1946'da burslu olarak Paris'e gitti ve yerleşti.
Daha 1940ların başında soyut sanata ilgi duyan Devrim, Ayasofya'daki Bizan DEVAMIs mozaiklerini inceledi, Arap harflerine ve İslam sanatının soyut biçim anlayışına yöneldi. Avrupa'da yaşarken çeşitli kentlerde araştırma ve incelemeler yaptı. 1950'ye değin bir süre Chartres Katedrali'nin vitraylarını, Ravenna'daki erken Hıristiyan dönemi kiliselerinin mozaiklerini inceledi ve İtalyan primitiflerinin etkisinde kaldı. 1950lerin başında soyut anlayışa yöneldi. Bu dönemdeki yapıtlarını eski Türk kaligrafi ve hat sanatlarından etkilenerek geliştirdiği özgün bir üslupta gerçekleştirdi.
Özellikle Paris Ekolü adıyla düzenlenen sergilerde sanatını geniş kitlelere duyurmayı başardı. Fransız sanat eleştirmeni Jacques Lassaigne, bu sergilerden birinin kataloğuna yazdığı önsözde eski Türk sanatları ve Bizans sembolizminin bağlılığıyla, Nejat'ın, bugünkü mekan ve ritim sorunlarının çözülmesinde yeni olanaklar getirdiğini söyledi.
1951'de yapıtlarına siyah-beyaz renk egemendi. 1952'de geometrik resme karşı çıkan bir grup Avrupalı sanatçıyla Salon d'Octobre'u (Ekim Salonu) kurduysa da birkaç ay sonra bu gruptan ayrıldı. 1956'da New York'a gitti. Amerikan mimarlığından ve yaşamından etkilendiği bu dönemdeki yapıtlarında ritimsel öğeler görülmeye başladı. Bu yıllarda Tristan Tzara ve Paul Éluard gibi şairlerin bazı kitaplarını resimledi. 1960larda soyut dışavurumculuğu temel alarak çalıştı ve giderek daha yumuşak bir anlayışı benimsedi. Özellikle İspanya, Mısır ve İstanbul'a yaptığı gezilerden sonra coşkulu renk kullanımı ve fırça vuruşları ile soyut dışavurumculuğu lirik bir anlatımda birleştirmeye yöneldi. 1970lerde resimlerinde lirizm etkisini daha da artırdı. Bu dönemde Devrim geniş ve yuvarlak fırça vuruşları ve lekeci bir yaklaşımla çalıştı.
1948'den başlayarak Paris'te Salon de Mai (Mayıs Salonu) ve Réalités Nouvelles (Yeni Gerçekler) sergilerine katıldı, çok sayıda kişisel sergi açtı, iki yapıtı Paris Modern Sanatlar Müzesi'nce satın alındı. DAHA AZ GÖSTER