Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
İlköğrenimini Beyazıt Nümune Mektebi'nde tamamladı. Dârülmuallimîn'e (Erkek Öğretmen Okulu) 1918 yılında kaydolan Malik Aksel, burada geleceğine yön verecek olan ressam Şevket Dağ (1876-1944)'ın öğrencisi oldu. 1918-1921 yılları arasında hocası Şevket Dağ'ın üyesi olduğu Güzel Sanatlar Birliği'nin düzenlediği Galatasaray Sergileri ile tanışan Malik Aksel, Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte sanat etkinliklerinin içinde görüldü. Öğretmen Okulu mezuniyetinden sonra Şile'nin Kayagöz Köyü'nde bir süre ö DEVAMIğretmenlik yaptı.
Atatürk'ün isteği üzerine Türkiye'ye çağırılan Amerikalı eğitim bilimci John Dewey'in hazırladığı rapor üzerine Resim ve İş Eğitimi alanında oluşan boşluğu doldurmak amacıyla "Öğretmen Okulu" mezunları arasında yapılan sınavı kazanarak Avrupa'ya gidecek olan ilk beş kişinin arasında yer alan Malik Aksel, 1928 yılında Almanya'ya gitti. Berlin'de Yüksek Öğretmen Okulu'nda "Sanat Pedagojisi" ve "İş Eğitimi" konusunda eğitim gördü. Profesör Grossmann'ın atölyesinde yağlıboya ve gravür çalışmaları yaptı.
1932 yılında yurda döndüğünde Ankara'da yeni açılan ve daha sonra Gazi Eğitim Enstitüsü'ne dönüşecek olan "Resim Öğretmen Okulu"nda Resim ve Sanat Tarihi öğretmeni olarak göreve başladı. O dönemde Cumhuriyet'in ilk kuşak sanatçılarının oluşturduğu Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği, D Grubu gibi sanat birliklerinde yer almayan sanatçı Halkevleri aracılığıyla "Yurt Gezileri"nin ikincisinde Sivas'a, beşincisinde ise, Denizli'ye gitti. Buralarda yaptığı çalışmalarıyla Devlet Resim ve Heykel Sergileri'ne katıldı. Sivas'taki çalışmaları, Cevat Dereli'nin birincilik, Refik Epikman'ın ikincilik aldığı jüri değerlendirmesinde üçüncülük ödülüne değer görüldü.
1943 yılında kurulan ve başkanlığını İbrahim Çallı'nın yaptığı Türk Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliğine üye olan Malik Aksel, 1940'ların ikinci yarısından itibaren Galatasaray Sergilerine yeniden dönüş yaptı. 1951 yılında daha sonraları Atatürk Eğitim Enstitüsü'ne dönüşecek olan İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsü'ne atandı. 1968 yılında emekli oldu.
Soyut yaklaşımların egemen olduğu dönemde figüratif çalışmalarından taviz vermeyen sanatçı ile ilgili; Ahmet Muhip Dranas "Tablolarına en fazla insan figürü koyanlardan biri" olarak bahsetmektedir.
Resim çalışmalarının yanı sıra kitapları da yayımlanan sanatçı 86 yaşında İstanbul'da öldü. DAHA AZ GÖSTER