Yeşim Akdeniz bizleri, tuvallerindeki hayali manzaralar ve iç mekan betimlemeleriyle karşı karşıya bırakır. Bu kompozisyonlar, kimi zaman doğal ortamlarından koparılmış nesne ve figürlerin varlığıyla kalabalıklaşır. Sanatçının yapıtlarında Pier Paolo Pasolini filmlerinden fırlamış figürlerle George Ivanovich Gurdjieff'in öğretilerinden ilham alan yapılara ve sıradan ev eşyalarına kadar değişik öğeler birlikte var olarak, ilk bakışta kendini açık etmeyen anlatılar oluştururlar. Akdeniz, resimleri
DEVAMInde gerçeği betimlemez; diğer taraftan doğrusal bir anlatı da kurgulamaz. Bunun yerine farklı unsurları, birer film karesini veya teatral bir sahne düzenini andıran şekilde bir araya getirir.
Akdeniz'in resimlerinde mekanın görüntüsünü deforme ederek kullanması, konularını orijinal bağlamlarından soyutlayarak ele alması, genellikle pürüzsüz ve yalın yüzeyler yaratması, İtalyan proto-sürrealist ressam Giorgio de Chirico'nun tutumunu çağrıştırır. Sanatçının temaları, çağdaş kültürle bağlantılar oluşturarak yan yana dizilen sembol ve referanslara dönüşür.
Kompozisyonlarını çarpıcı bir görselliğe ulaşmayı hedefleyerek kurgulayan Akdeniz'in tek tek resimlerinde ve birbirine temel bir konsept çerçevesinde bağlı olan resim serilerinde, analiz önemli bir yer tutar. Normal şartlar altında birbiriyle herhangi bir ilişkisi olmayan unsurları derleyerek yarattığı bağlar ve çağrışımlarla, izleyici için algının tıkandığı, belleğinse zorlandığı durumlar ortaya koyar.
DAHA AZ GÖSTER