Kuruculuklarını (ya da kendi deyimleriyle hayalbazlıklarını) Tiyatroadam'dan tanıdığımız Ayça-Fatih Koyunoğlu'nun yaptığı Tiyatro Hayali, yazın tarihimizin en ilginç serüvenlerinden birini başarıyla sahneliyor.
Çok partili döneme geçişin ilk yılı olan 1946'de çıkarılmaya başlanan mizah gazetesi Markopaşa, maalesef henüz '47 yılının beşinci ayında kapatılmıştır, ardından yayın hayatına Malumpaşa, Yedi-Sekiz Paşa, Hür Marko Paşa, Ali Baba ve Kırk Haramiler adlarıyla devam etmeye çalışsa da ömrü hepimizin bildiği sebeplerle uzun olamamıştır.
Oyun, zaman zaman geçtiği dönemi iyi yansıtmakta kalmayıp bazen de günümüz şartlarının seksen yıl öncesiyle halen çokça benzer olduğunu bizlere hatırlatmakta.
Barış Dinçel hemen her zaman olduğu gibi sahne tasarımda çok büyük alkışı hak ediyor. Bununla birlikte oyunu kaleme alan Ahmet Sami Özbudak ve rejisör Emrah Eren'e de bolca tebrikler.
Oyuncu performanslarında yine Tiyatroadam'dan bu yana severek takip ettiğimiz Fatih Koyunoğlu'nun öne çıktığını söylemeliyim, üç oyuncu da birden çok karakteri hakkıyla canlandırıyorlar. Yine de çaycı, Mahir ve hatta oyundaki iki kadından birini sevgili Ayça Koyuncu nasıl oynardı diye düşünmedim değil :)
Mamafih, oyunun süresi bence gereğinden uzun, ister istemez, metin gereği ikinci perdede tempo düşüyor.
Dolayısıyla oyun 90 dakika tek perde olabilir miydi diye düşünüyorum.
Bir diğer nokta sevgili Bülent Çolak'ın hızlı konuşma durumu (belki gündelik yaşamında da hızlı konuşuyordur, bilemiyorum, tabii) oyunu üçüncü sıradan izlememe rağmen zaman zaman cümle sonlarında kendisini anlamakta zorlandım. Bu arada ses efektleri konusunda da ne kadar başarılı olduğunu bolca gösterme fırsatı buluyor :)
Özetle, Sabahattin Ali'nin sanırım "Canım Aliye, Ruhum Filiz" kitabından pasajlar da içeren, bolca emek barındıran ve incelikli konuları dozunda mizah ve dramayla harmanlamış bu oyuna gitmenizi tavsiye ederim.
Meçhul Paşa / Tiyatro Hayali