Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Ankara Küçük Tiyatro - 27.05.23
Oldukça vasat bir oyundu. Kafamda toparlamaya çalışıyorum iyi olan ne vardı diye aklıma çok bir şey gelmiyor.
Belli ki oyunun bize sormak istediği ağır sorular var ama bunun altını dolduracak hikayeden ve diyaloglardan mahrum. Bu eksiğini annenin tiyatro sahnesi için bile fazlasıyla dramatik kaçan oyunculuğuyla kapatmaya çalışmışlar ama azın çok olduğu sanatta çok insanı oyundan soğutuyor.
Oyun ilerledikçe -ki tek perde olmasına rağmen sündürülüyor- Gidion'un gerçekliği daha da azalıyor. Bilişsel yetenekleri 11 yaşın çok daha ilerisinde olan Gidion eminim psikologları hayrete düşürürdü. Fakat yine de ne kadar özgür düşünceli olursa olsun herhangi bir aklı başında yetişkinin bir çocuğu Marquis de Sade ile karşılaştıracağını sanmıyorum. Hem de bir dahi diye tanımlayarak! Şahsen kendisi hakkında karşılaştığım tüm incelemeler hayranlıktan ziyade hayret içeriyordu. Marquis de Sade sadece hayal ettiklerini kağıda geçiren bir yazar değildi ve cinsel zevki için pek çok kadına fiziksel zarar vermesiyle ünlü olan bir suçluydu. Asalet ünvanı ve parası olmasa çok daha erken hapse atılırdı.
Oyun belki de sadece yas tutan bir annenin oğlunun ölümüyle başa çıkma sürecinin bir kesitini anlatıyordur diye düşünüyor insan. Fakat karakterimiz ısrarla başladığı noktaya geri dönüyor. Öğretmen ile iletişimi de gerçekçilikten uzak. Bir an boğazına sarılıyor sonra teselli ediyor sonra tekrar suçlayıcı fırtınalar estiriyor. Öğretmenin hikayesi oyunun bize dayattığı kadar alakalı ve anlamlı değil. Yine de Ebru Nil Aydın'ın oyunculuğu oyuna dair tek iyi şey.
Sonuç olarak derin olma hayaliyle yola çıkan Gidion'un Düğümü sinirbozucu olmaktan öteye geçmiyor.
Gidion'un Düğümü / Ankara Devlet Tiyatrosu