Tuğçe Tanış’ın yönettiği ,Deniz Bulut’un yazıp sahneye koyduğu “Hepimiz sustuğumuz yerden yaralıyız” tiyatro oyunu, derinlikli metni ve etkileyici oyunculuklarıyla izleyiciyi hem zihinsel hem de duygusal anlamda sarsıyor. Bu oyun, suskunlukların, içsel çatışmaların ve toplumsal yaraların nasıl derin izler bıraktığını cesurca keşfederken, aynı zamanda insanın varoluşsal yalnızlığını ve acısını da ortaya koyuyor.
Dilek Uluer, Can Yılmaz, Güneş Sayın ve Ezgi Yılmaz’ın sahnedeki performansları, izleyiciyi adeta içine çekiyor. Her bir oyuncu, karakterlerine kattığı derinlik ve samimiyetle, metnin duygusal yoğunluğunu muazzam bir şekilde aktarabiliyor. Özellikle, karakterlerin içsel çatışmalarını ve duygusal kırılmalarını büyük bir incelikle işleyerek, seyirciye yalnızca bir hikaye anlatmakla kalmıyorlar, aynı zamanda onları duygusal bir yolculuğa çıkarıyorlar.
Oyun, yalnızca bireysel bir dramı değil, aynı zamanda toplumsal yaraları da gözler önüne seriyor. Bu yönüyle, suskunlukların ve acıların birikerek nasıl daha büyük yaralara dönüştüğünü izlerken, insanın içsel ve dışsal dünyası arasında nasıl bir etkileşim yaşandığını derinlemesine gözlemliyoruz. “Hepimiz sustuğumuz yerden yaralıyız”, sıradan bir tiyatro deneyiminden çok daha fazlasını vaat ediyor; izleyiciyi sorgulatan, düşündüren ve derinden etkileyen bir performans sergiliyor.
Bu oyunun her yönüyle güçlü ve etkileyici bir deneyim sunduğu aşikar. Hem metin hem de oyunculukların uyumu, tiyatronun gücünü ve büyüsünü bir kez daha gözler önüne seriyor. İzledikten sonra uzun süre etkisinde kalacağınız bir yapım.Bütün ekibin eline emeğine saglık .Bir de öyle blr müzik var ki zannederim ki benim gibi sizlerin dilinden uzun bir süre düşmeyecek .Katti surette tavsiye ediyor ,izleyecek olanlara iyi seyirler diliyorum .
Ersin Doğan’ın kaleme aldığı Şairler Mezarlığı adlı tiyatro oyunu, derin temaları ve güçlü karakter analizleriyle izleyiciyi derinden etkileyen bir eser .Ersin Doğan, metninde yalnızca şairlerin değil, bir dönemin de mezarına saygı duruşunda bulunarak, geçmişin kaybolan değerlerini ve sanatın zamansal gücünü sorguluyor.
Oyun, şairlerin toplum içindeki konumları, eserlerinin zamanla nasıl unutulduğu ya da silindiği üzerine düşündürüyor. Şairlerin sesinin, zamanla nasıl yankısız kaldığını ve bireysel mücadelenin toplumsal hafızada nasıl kaybolduğunu etkili bir şekilde sahneye taşıyor.Modern toplumda sanatın, edebiyatın ve düşüncenin değerini yitirip yitirmediğini sorgularken, bireysel kimlik ve kolektif hafıza arasındaki çatışmayı derinlemesine işliyor.
Sahne tasarımı, müzikler ve oyunculuklar, eserin bu yoğun atmosferini izleyiciye çok etkili bir şekilde aktarıyor. Özellikle karakterlerin içsel yolculukları ve dramatik çatışmalarındaki ince detaylar, oyunun duygusal derinliğini artırıyor.
Şairler Mezarlığı, yalnızca bir tiyatro eseri değil, izleyiciyi düşünmeye ve sanatın evrensel gücünü anlamaya davet eden bir başyapıt. Ersin Doğan’ın kalemi, edebiyatın ve sanatın ölüm karşısındaki direncini güçlü bir şekilde vurgularken, tiyatroseverlere unutulmaz bir deneyim sunuyor.Oyunu izlerken özellikle Dilek Uluer’in sahnelerinde hıçkıra hıçkıra ağlamamak için kendimi zor tutarken ,Selena Demirli’nin masumiyeti ve saflığı yüzümde gülümse bıraktı. Mutlaka gitmenizi net tavsiye ediyorum. Bütün ekibin eline emeğine sağlık.🙏
Hepimiz Sustuğumuz Yerden Yaralıyız / Asmalı Sahne