Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Keyif alarak izledim, epey uzun bir oyun olmasına rağmen sıkmadı.
Oyunculukları çok beğendim özellikle Hülya Gülşen’i hayranlıkla izledim. Ivy karakterindeki oyuncu başta biraz yapaydı ama oyun ilerledikçe doğallaştığını hissettim.
Dekor harikaydı ancak alt kattaki bölümler arasında hayali bir duvar var mıydı yok muydu anlamadım. Yemek masasında biri konuştuğunda televizyon koltuğundaki biri bazen başka bir alemde gibi davranıyor bazense duyuyor. Çalışma masası kısmı da aynı şekilde belirsiz geldi bana.
Müzik ve ışık kullanımını çok beğendim. Hele televizyon izleyenlerin yüzüne televizyon yansıması gibi ışık uygulaması yapılması çok ince bir ayrıntıydı.
Klasik eserlerin aslına uygun olarak başarılı bir şekilde sahneye konulması beni çok keyiflendiriyor. Nora Bir Bebek Evi’ni kısa süre önce okuyup oyunu izledim ve bayıldım!
Oyunculuklar, dekor, kostümler, ışık çok başarılıydı. Yeşim Koçak ve Mert Tanık’ı yakın zamanda Martı’da izlemiştim. Bu oyunda da çok beğendim ikisini de. Özellikle Yeşim Koçak karakterin dönüşümünü çok başarılı yansıttı.
Birçok kişi dekorun küçüklüğüne takılmış, ben de başta garipsemiştim ama son sahnede Nora’nın evin önüne bebek koymasıyla aydınlandım ve çok hoşuma gitti böyle bir yorum katılması.
Işık uygulamalarını çok başarılı buldum. Sahnedeki duyguya göre ışık tonu ısınıyor veya soğuyordu ama gözümüze sokarak değil de belli belirsiz bir geçiş yapılmasını beğendim.
Uzun bir oyun, aslında Ibsen oyunu üç perde olarak yazmış. Bence ibşt gayet kararında tutmuş uzunluğu.
Sadece bir noktaya takıldım. Oyunun en bomba kısmı olan Nora ve Thorwald’ın ilk ciddi konuşmalarında dinle ilgili bir bölüm de vardır orijinal metinde. Ali Gökmen Altuğ’un metne bu kadar sadık uyarlama yapıp bu bölümü atlaması beni üzdü.
Bunun dışında harika buldum, 150 yıl önce kadın haklarını savunan Ibsen’in eserinin tekrar ibşt’de olması çok güzel. Umarım yeni sezonda da Sızı, Kahvede Şenlik Var gibi saçmalıklardan vazgeçip bunun gibi büyük ve diyecek bir sözü olan eserlere ağırlık verirler.
Başka Bir Tepeden /