Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Arjantinli yazar Rodrigo Garcia, metinde hiç geçmese de oyunun, matematikçi ve düşünür Gottfried Liebniz’in köpeği Daisy’e her gece anlattığı hikayelerden oluştuğundan söz eder. Yazarın keskin bir ironi ve şiirsellik içinde anlattığı ise si DEVAMIstemin içinde savrulan insandır.
Postmodern toplumun içinde Garcia’nın insanı konumlandırdığı yer trajiktir. Trajiktir, çünkü akıllı bir aygıtın içine tutsak edilerek parçalanmış ve gerçekte olmadığı “ben”lerin içine dağıtılarak yalnızlaştırılmıştır. Dil duyguların sahte sembolleri olan emojilerle yer değiştirmektedir. Sistemin hızı uygun kelimeleri arayıp bulmak yerine bize kolaylık olarak bu sembolleri önerir. Garcia içine itildiğimiz bu yeni semboller dünyasındaki gerçek duyguların ne olduğunu sorgular. Evrensel çifte standartların ilişkilerdeki iki yüzlü işleyişi ile bizi yüzleşmeye zorlar. Sanal ile gerçeğin hızla birbirine geçtiği kaotik dünyadaki yeni yerimizin ne olacağını. İçi boşaltılmış değer ve kavramların yerine nelerin yerleştiğini ve bunlar olup biterken ne ara ürüne dönüp markalaştığımızı bize göstermeye çalışır. Gerçek yıldızlar çoktan kendi uzaylarına göçmüş ve dünya sahte yıldızlara kalmıştır. Doğanın şiiri giderek yitirilmiş ve sonra çeşitli formlarda paketlenerek tüketim kültürü içinde yerini almıştır. Ve şiir yazmak başka bir dünyadan olmayı gerektirmektedir artık. Acı çeken insan gerçeğe ancak kendini kaktüse dönüştürebilirse katlanabilir. Garcia konuşmaktan yorgun düşmüş cümleleri bir kez daha bize söyler. Onları yeniden duymamız ya da kulaklarımızı kapatmamız için.