Amagatsu’nun benzersiz estetiği ve topluluğunun eşsiz dansçılarından yaşamın ve doğanın güzelliğine övgü
Japonya’nın evrensel kültür mirasına en çarpıcı hediyelerinden biri olan butoh dansının büyüleyici, şaşırtıcı ve insanı
DEVAMIderinden etkileyen dünyasına davetlisiniz!
Yaklaşık 45 yıl önce Le Monde gazetesinden Colette Godard, Nancy Festivali’nde Sankai Juku’yu ilk kez izlediğinde nefes almayı unutacak kadar yoğun bir deneyim yaşadığını yazıyordu. 1980’lerin başında Avrupa’yı butoh ile tanıştıran büyük usta Ushio Amagatsu, Mart ayında hayata veda edene kadar topluluğu Sankai Juku ile çıktığı turnelerle bu dans türünün tüm dünyada büyük bir hayran kitlesi edinmesine öncülük etti. Madonna, 1988 tarihli Nothing Really Matters şarkısının video klibinde butoh’tan ilham alıyordu.
Japonya’da 1950’lerin Batı’yı taklit eden avangart dans akımlarına tepki olarak doğan butoh, Japon halkının fiziksel özelliklerinden ve doğal hareketlerinden yola çıkan bir estetiği benimseyerek oyuncu bir hayal gücü ve absürt ortamların kullanımıyla tabular da dahil pek çok konuya eğildi. Bedenleri tümüyle beyaza boyanmış erkek dansçılar tarafından icra edilen butoh, kazınmış saçlar, pençe yapılmış eller, sessiz çığlıklarla açılmış ağızlar ve grotesk kostümlerle tanınıyordu. Butoh dansçılarının ikinci kuşağından olan Amagatsu, bu dansı sadece yeni bir teknik veya akademik stil olarak kabul etmeyip daha ziyade insanlığın ortak bir duygusuna, evrensel huzura kavuşmak için bedensel bir ifade biçimi olarak ele aldı. Sanatçı butoh’u dünyayla ilişki içinde, yaşama, ölüme ve evrenselliğe dair tutku dolu bir anlayışı açığa vurmak üzere şekillendirdi.
Uluslararası festivallerden gelen yoğun istek üzerine yaratılan Utsushi, Amagatsu’nun 45 yıllık sanatının özünü yansıtan bir retrospektif olduğu gibi kendi içinde bütünlüklü yeni bir eser. Sanatçı, Kinkan Shonen (1978), Shijima (1988), Yuragi (1993), Hiyomeki (1995), Hibiki (1998), Kagemi (2000) ve Toki (2005) başlıklı koreografilerinden sahneler kullandığı Utsushi’de bir derleme yapmanın ötesine geçerek eserleriyle doğa arasında nefes kesici bir diyalog kuruyor. Rüzgârla savrulan kumların bile koreografinin bir parçasını oluşturduğu bu eserde her şey birbiriyle ilişki içinde: Sanat doğayla bütünleşiyor ve izleyicileri de içine alıyor.
Estense dergisinin yazdığı gibi, “Utsushi, yaklaşık bir saat boyunca izleyicileri sonsuz ve evrensel bir anın içinde tutuyor.” Sahnede dans eden altı beyaz figür aracılığıyla mutluluk, üzüntü, acı ve umutlarını ifade eden aslında insanlığın kendisi. Amagatsu’un incelikli ve net görsel dili sadece bedenleri değil, ruhları harekete geçiriyor ve insan doğasının gizemlerine eğilirken izleyicilerin duygularında yankı buluyor.
1980’lerden bu yana tüm dünyada fırtınalar estiren Sankai Juku, Japonya ile Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin tesisinin 100. yıldönümü vesilesiyle ilk kez ülkemize gelerek 28. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında İstanbullu izleyicilerle buluşuyor.
DAHA AZ GÖSTER