Oyun Özeti
Otuz dört kısa sahne boyunca sekiz farklı zaman diliminde gezdiriyor yazar bizi. Sahneler birbirine
öyle monte edilmiş ki, bir önceki sahnenin son replikleri, bir sonraki sahnenin ilk repliklerine
bağlanıyor, ama farklı zama
DEVAMIn diliminde, bambaşka bir bağlamda. Zaman atlamalarının yanı sıra
mekan hep aynı kalıyor: aynı evin aynı odasındaki aynı masa.
Üç farklı Alman devletinde garip bir eşzamanlılıkta geçiyor olaylar. Bu kurgu yoluyla oyun
kişilerinin geçmişlerine ve geleceklerine aynı anda bakıyor, yalanlarının ortaya çıkışına ve bugün -1993’te- nasıl gerçek olarak algılandığına tanık oluyoruz.
Kolaj yoluyla ve hızlı zaman atlamalarıyla geçmiş, bugünde anlatılıyor. Bir ev ve o evin
sakinlerinin altmış yıllık öyküsünü anlatıyor “Taş”. Mayenburg Taş’ta anıların ipliğini pazara
çıkaran dokunaklı bir aile dramı anlatmak için 1935 ile 1993 arasında üç kez el değiştiren
Dresden’deki bir evi seçmiş. Bir ev ve bir taş ekseninde altı insanın neler yaşadıkları, yaşadıklarını
daha sonra nasıl farklı aktardıkları ve yıllar boyu korudukları kahramanlık efsanesinin yıkılışı bir
polisiye gerilim atmosferinde veriliyor.
Geçmiş yakamızı asla bırakmıyor!
Yazarın Kaleminden “Taş”:
"Taş epeyden beri yazmak istediğim bir oyundu. Çocukluğumdan beri ailemden büyükannemden,
tanıdıklardan bir çok hikaye dinlemiştim. Benim için bu oyunda sözkonusu olan kuşaklar boyu
gerçeğin oportünist yorumlanması değil, geçmişi daha katlanılır kılma isteği. Yani olay bir
büyükannenin geçmişi hakkında yalanlar uydurması kadar basit birşey değil. Aslında kızı çıplak
gerçeğe katlanamadığı için farklı çeşitlemelere gidilmesinin önünü açıyor, çünkü babasının
kötülüklerini görmek istemiyor. Beni burada asıl ilgilendiren bu: insanın geçmişinde, köklerinde iyi
olan şeyleri bulup çıkarma arzusu. Yani geçmişi bilerek çarpıtmak ve bu yolla avantaj sağlamak
değil, duygusal olarak geçmişine sahip çıkabilmek için onu temiz gösterme çabası."
DAHA AZ GÖSTER