Gülseren Aydın ve Suzan Acun ilhan’ın kaleminden dökülen “Şahmaran” oyunu, efsaneyi; dört farklı zamanda, dört kadın üzerinden anlatıyor. Ödüllü oyuncu Suzan Acun İlhan’ın performansına müziklerini Kam’ın kurucusu Can Ömer Uygan’ın yaptığı
DEVAMIcanlı performanslarıyla müzisyenler; Fatih Durgut (Trompet) Ömürcan Edeş (Davul) eşlik ediyor.
50 dakika süren oyun Şahmaran Efsanesinin derinlerine iniyor. Yarı yılan yarı insan, yılanların şahı, hastalıkların devası, yeraltının tanrıçası Şahmaran, neden her şeyinden vazgeçip, ölümü seçti? Bildiğimiz efsanenin, bilmediğimiz ne sırları var….
Tarih boyunca, kadın imgesi farklı biçimlerde ele alınmıştır. Ne var ki, kadın sanatçıları, felsefecileri, araştırmacıları silen tarih, sözü edilen imgeyi de en iyi ihtimalle var olan manzarayı yansıtır biçimde sunmuştur. Genelde kötülüğün öncüsü, felaketin sebebi ya da mağdur olarak ele alınan imge, kadına bakış açısının bir göstergesidir. Dünya tiyatro tarihinde de durum farklı değildir .
Sözünü ettiğimiz hâkim düşüncenin pek çok sanat dalında olduğu gibi tiyatroda da istisnaları vardır. Şahmaran da var olan kalıpları alt üst eden mitolojik bir hikâyenin ayrıksı sesinin peşinden giderek Tiyatro Gaia tarafından sahneye aktarılmıştır.
İran’a ait efsanelerden biri olan Camasbname’nin çevrilmesiyle Şahmaran Anadolu’ya ulaşmıştır ve zamanla Anadolu kültürünün bir parçası olmuştur. Bu parça, Tiyatro Gaia tarafından sahneye aktarılırken disiplinler arası sahneleme süreci yürütülmüştür.
Şahmaran, ilk çağlarda tanrıça misyonu üstlenen kadın olarak sahneye çıkar. Orta çağda büyücü-şifacı kadın, yakın çağda ocağın bekçisi- ana ve finalde modern kadın olarak tarihsel süreçte kadın imgesinin üstlendiği misyonu gözler önüne serer.
DAHA AZ GÖSTER