Aşk meydanında vuslat umuduyla yola çıkan maşukların sırtı yere gelse de pes etmemelerini anlatan oyunumuz, Mevlana'nın düsturunca nar-ı aşkın yolcularına rehber olmaya çalışıyor ve diyor ki: Ey pehlivan! Eğer aşkta kazanmak istiyorsan, kay
DEVAMIbedeceğini bile bile topa tüfeğe gerek kalmadan,delilik bile olsa hislerinle savaşı göze alabilmelisin. Aşk; öldüm bittim dediğin anda, Anka Kuşu misali küllerinden doğabilmektir. Aşk; yenilgiye doymayan pehlivan gibi sırtı yere gelse de dimdik ayakta durabilmektir. İşte o yüzden kavanoz dipli dünya da ''tecrübe'' en pahalı şeydir ve pehlivanlar o hisleri ancak kaybetme duygusunun hazine dairesinde bulabilir.
Ey pehlivan; ne kadar çabalarsan çabala, tecrübeyle sabittir, aşk bir nevi yoksulluktur, eğer sen mağlubiyeti göze aldıysan, ruhun zenginleşir ve sonuçta aşk kazanır... Eğer; aşkı öldürmek istemiyorsan, kaybetmekten asla korkmayacaksın.! Ne malum belki aşk bazen kaybetmektir...
Ve der ki Mevlana; Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.
İşte bu minvalde oyunumuz; aşk yangınında kavrulurken, hamuş olmayı başaran, nar-ı aşk yolcularının küllerinin arasından sabırla doğrulup vuslata ulaşmanın yollarını anlatıyor...Kaderde sevmek var ama kavuşmak yok ise şayet, olsun! Vuslata aşık gönül susmaya da razı...
DAHA AZ GÖSTER