Oyun Özeti
Hayaletler sadece geçmişten gelmez, gelecekten de gelir. Ne olmak istediğimizin, ne olacağımızın gölgesi devinir durur zihnimizde. Yaşadığımız çağın, toplumun, memleketin bizi götüreceği yer de eklenir buna. Bugün, sırtımızda geçmişimizle b
DEVAMIaktığımız ya da kaçtığımız bir gelecekten ibaret hale gelir.
Geçmiş ve gelecek, bugünün üzerinde bütün ağırlığıyla oturur böyle zamanlarda. Nefes alışverişimize çöker. Ellerimizin uzandığı yeri değiştirir. Bakışlarımızın çevremizde olup bitenden, yaşadığımız gerçeklikten çok bu dipsiz kuyuya, batağa dönmesine neden olur.
Georg Büchner, Woyzeck karakterine her insanın bir uçurum olduğunu, dibine baktığımızda başımızın döneceğini söyletirken haklıdır. Hepimizde var bu uçurum. Ve günümüzün sorunu uçurumuna bakmaktan kendi dışını göremez olmuş bir şekilde yaşıyor olmamız. Kaçıyoruz, arıyoruz, çıkmaya çalışıyoruz, kendimize bir kader yazıyoruz, adımıza yazılanı yaşıyoruz, bazen geçmişi bazen geleceği tutkuyla kovalıyoruz bazense yakıyoruz. Yok ediyoruz. Ama görmüyoruz…Görmüyoruz…görmüyoruz…
Hiçbiri Bugün Yaşanmadı, geçmiş ve gelecek arasında bugünümüze dair bir oyun. Neyi aradığımıza dair bir oyun. Bizim için çıkış nedir zorluklardan, kaçış nedir iyi bir geleceğe? Tüm bu soruları devinerek soran bir oyun. Hareket tiyatrosu ve clownesk türlerini üslubunda barındıran bir kolektif üretim işi.
Beş yaşlı her şeyi geçmişte bırakıp yeni bir maceraya atılmak için bir tren istasyonuna giderler. Birbirlerinden habersiz. ‘Oraya’, ‘tek yön’ bir biletin peşindedirler. Ama yalnız değillerdir. Onların ardında onları bulmak için peşlerine düşmüş gençler vardır. Tümü aynı otelde ve otelin altındaki kumarhanede çalışan. Gençler yaşlılara dönüşür, yaşlılar gençlere, zamanlar ve mekanlar dipsiz bir uçurum gibi üst üste biner. Ta ki, görene kadar, birbirimizi, olan biteni…
DAHA AZ GÖSTER