Eksik bir oyun bizimki… Bir ev ki, baba-oğlun “klişe” küslüğünden yola çıkarak; hem kendi geçmişiyle, hem “ulus” idealleriyle hem de Shakespeare ve diğer oyunlarla hesaplaşmak istiyor. Mümkün mü? Bir ev ki, ne sahnenin dışında, ne de içinde
DEVAMI… Herkesin aklında cevabı olmayan tek bir soru; oyun, yaşamı ne kadar önemser? Sözcükleri bir araya getirip oyununu bulmak isteyen herkesin, “aramakla bulunamayacak” şeyler olduğunu anlama vaktinin habercisi olan, eksik bir oyun bizimki.
“Oyuncu Kadın’ın Sesi- Sahnedeyken bazı zamanlar yüreğime bir şey oluyor. Adını koyamadığım bir acı hissediyorum. Bir yandan orada olma sıkıntısı, bir yandan da başka bir yerde olmaktan korkma hali… En önde oturan birkaç adamı görüyorum, o birkaç ciddi görünümlü adamı… Alkışlıyorlar… Niye, diyorum perde inerken… Niye?”
DAHA AZ GÖSTER