Tiyatro Oyunevi 10.yılında, bu büyük şairin Beş Yıl Geçince adlı oyununu Türkiye'de ilk kez 15.Uluslararası Tiyatro Festivali'nde seyirciyle buluşturdu. Tiyatro Oyunevi, bu oyunla birlikte Lorca'nın yaşamı ve yapıtlarına ilişkin ayrıca bir
DEVAMILorca Açık Oturumu düzenleyerek yazarın sanat anlayışı ve yapıtlarını yeniden tanıtma ve tartışma olanağı yarattı. Bunun yanında Tiyatro Oyunevi, Lorca'nın fotoğraflarının sergilendiği Lorca Sergisi ve Eskicinin Tazesi adlı komedisinin radyo tiyatrosu olarak yayınlanması etkinliğini de gerçekleştirdi ve bu etkinliklerle Lorca, katledilişinin 60.yılında adına yaraşır bir biçimde anıldı. Lorca'nın tiyatroda yapmak istediklerimi bu oyunla gerçekleştirdim dediği Beş Yıl Geçince, yazarın, sahnelenmesi zor ve riskli bir oyunu. Ele aldığı konu ve bu konunun işlenişi anlamında kimi güçlükler barındıran oyun aşk ve ölümü anlatırken düş ve gerçeği bir arada kullanıyor. Aşk, düş, gerçek ve ölüm temalarına, geçmiş, şimdi ve gelecek bağlamında yaklaşan Lorca, tavrını 'aşk şimdi' anlayışı üzerine kurar. Bu fantastik oyunda yazar, farklı bir kurgu ve teknikle aşkı zamanın dışında düşsel bir uzama taşıyarak seyirciyi, zaman dışı bir yolculuğa çıkarır. Bu durdurulmuş zaman aralığında Lorca, güldürü ve ironi öğelerini de kullanarak 'aşkın hallerini' her boyutu ile teatral bir gösteriye dönüştürür. Günşiray oyunu sahneye uygularken yerinde bir kararla metni kısaltmış, anlatımı daha somut ve özlü hale dönüştürmüş. Yorumunu, zamanın acımasızlığına ve herşeye rağmen aşka sahip olunmalı ve aşk yaşanmalı üzerine kuran Günşiray; yazarın, aşka, zamana ve beklemeye ilişkin anlayış ve tavrını olduğu gibi sahneye taşımış. Bu tavrın görsel yorumunda yönetmen, gerçeküstü, fantastik ve grotesk öğelerden yararlanarak anlatımı, klasik olanın dışına taşımış. Yorumunda gösteri unsurunu ön plana çıkaran Günşiray, sahnede orkestra kullanarak bu görsel ve duygusal atmosferi yoğunlaştırarak seyirciye şiirsel bir gösteri sunmuştur. Bu görsellik oyun kişilerinin renkliliği ve oyuncuların performansları ile üst düzeyde bir hüzünlü komediye dönüştürülmüştür. On sekiz kişilik oyunda sekiz oyuncu farklı roller üstlenerek anlatımı büyük bir özveri ve çabayla kotarıyorlar. Genç Adam rolünü yorumlayan Yurdaer Okur, zor olan bu rolün altından başarıyla kalkıyor. Okur, sesi ve tavrıyla abartıya kaçmadan genç adamın iç çatışmasını, duygusal derinliğini sade bir oyunculuk örneği ile samimi olarak yansılıyor. Nişanlı rolünde Şebnem Köstem, bir aşk öznesi olarak aşkın tüm hallerini sesi ve bedenine içselleştirmiş olarak sahnede kendini var ediyor ve bu tavrıyla reji konseptine özel bir duygusal yoğunluk kazandırıyor. Köstem, hırsı, itirazları, kıskançlığı, hazzı ve reddedişi son kertede büyük bir kararlılıkla yansılarken göz dolduruyor ve aynı zamanda rolünü doğru oynamanın hazzını sunuyor seyirciye. Arkadaş rolünde Canberk Uçucu, sempatik oyunculuğu ile rolünü sıcaklaştırma ve yansıladığı tipi seyirciye sunma anlamında son derece başarılı ve bütün yeteneğini metnin anlaşılması yönünde cömertçe kullanıyor. Uşak Juan rolü ile başka rolleri de birlikte omuzlayan Zekeriya Karakaş, boyundan büyük işlerin altından kalkacağını beş yıl geçince de fark ettiriyor, bu kısa boylu adam Günşiray'ın da yardımıyla ciddi bir deneyim ve özenli bir çalışma gerektiren rolleri zorlanmadan ve abartmadan tüm doğalıyla ayrıntılı bir biçimde sunma becerisini gösteriyor. Diğer oyuncular; Selva Erdener şarkılarıyla, Selen Öztürk, Özlem Turhal ve Murat Taşkent çeşitli rollerde önemli görevleri başarıyla yerine getirerek metnin ve rejinin anlaşılmasının önünü açtılar. Tiyatro Oyunevi Lorca'yı anımsamak ve yapıtlarını tekrar dolaşıma sunmak için önemli etkinliklere imza attı, Lorca'nın gönlünden geçen aydın ve sanatçı tavrına yakışır biçimde.
DAHA AZ GÖSTER