The Circle, Pre- işbirliğiyle ‘Keşif’ sergilerinden ilkini düzenlemekten mutluluk duyar. The Circle ilk keşfi olan Orhan Onuk’un eserlerini ‘portre / otoportre’ odaklı bir sergiyle sunuyor.
Otoportre resim tarihindeki en vazgeçilmez uğraklardan biri. Rembrandt’tan Van Gogh’a, Egon Schiele’den Frida Kahlo’ya, Caravaggio’dan Ba
DEVAMIsquait’ya, Edvard Munch’tan Francis Bacon’a kadar birçok sanatçı kendilerini, kendi zihinlerindeki öz-imgelerini tuvale geçirdi. Bu öz-imge varolan kimliği gösterebildiği gibi, yeni bir kimlik inşasını da içerebilir. Başka bir deyişle, kişinin kendine bakışı hem bir ‘kendini-temsil’ biçimi, hem de bir ‘kendini-yaratma’ hali olabilir.
Portre için de benzer bir şey geçerli: portresi yapılan kişi hem temsil edilir, hem de bir bakıma yeni bir kimlik kazanır. Sanatçının gözü hem ötekine tanık olur, hem de bazen ötekini bir kurmaca olarak yeniden yaratır.
Orhan Onuk’un yaptığı otoportre ve portrelerde bu iki eğilimi de görmek mümkün. Otoportrelerinde kendine dair çeşitli tanıma ve kurmaca hamleleri geliştiren Onuk, yaptığı portrelerde ise kendisini etkileyen ötekileri temsil etme ve onları yeniden yaratma arzusu sergiliyor. Kendisi ile öteki arasında gidip gelirken otoportre ve portre arasındaki ayrımlar da belirsizleşiyor.
Picasso’nun ‘mavi dönemi’nden etkilenen “Otoportre: Dağ” “Otoportre: Yanardağ” ve “Otoportre: Süzülen Bir Figür” adlı resimlerinde kendine bakışına soyut ve ekspresyonist bir tutum hakimken, kendini ‘ressam’ olarak çizdiği otoportrelere daha realist bir ton hakim. “Güneş Altında Yılanlı Otoportre” ise fovistleri andıran parlak renkleriyle tekinsiz bir aura yaratıyor. Karakalem otoportrelerinde ise kendini çeşitli kimliklerle yeniden tanımlıyor ve bazen de başka kimliklere dair birer ‘portre’ üretmiş oluyor.
Ashille Gorky anısına yaptığı iki büyük çalışma da daha realist bir üslupla portrenin coğrafi ve siyasi anlamını hissettiriyor. Gorky portresi, sanatçının trajik sürgün hikayesini hissettirirken, Gorky’nin ‘Anne ve Çocuk’ adlı işinin yeniden üretimi, resmi tarihyazımında unutulan bir figürü yeniden hatırlatıyor.
Esin kaynakları arasında Jean-Michel Basquiat, Giacometti, Picasso, Vincent van Gogh, Edvard Munch, Egon Schiele, Otto Dix, Chris Ofilli, Francisco Clemente, Ashille Gorky ve Marlene Dumas’ı gösteren Orhan Onuk bizi portre, otoportre ve ‘bakış’ın anlamı ve gücü üzerine tekrar düşünmeye davet ediyor.
DAHA AZ GÖSTER