İnsan, içinde yaşadığı dünyaya gözünü açtığı andan itibaren onu anlamaya ve anlamlandırmaya çalışmaktadır. Bilgi arayışıyla başlayan bu süreçte çevresini, dünyayı tanır ve keşfeder. Sonsuz hayal dünyasının kurgularını, sınırsız düşlerini, olmasını istediği gerçek ve gerçek dışı olgular ve yeni keşifler için harekete geçirir. Tüm bu yaşams
DEVAMIal arayışın başlangıcında oyun vardır ve bu oyun yaşamının her anında ve her döneminde varlık gösteren bir durum olarak varlığını sürdürür.
Oyun, zekanın, becerinin, arayışın rol oynadığı; çeşitli kriterlere göre risk oranı değişen, üretkenliğin ve sosyal rekabetin varlık gösterdiği kurallar bütünüdür. Başka bir anlatım biçimiyle hayatın kendisi bir oyundur. Bu nedenle oyun bir ihtiyaçtır ve yeni duygularla tanışmayı, iletişim kurmayı insanlara öğreten davranış biçimi olarak tüm hayatımız boyunca bir biri ardına devam eder, değişir, gelişir ve yaşantımıza anlam katar.
Tinsel estetiğin bir ihtiyacı olarak ortaya çıkan sanat eseri onu yaratan sanatçının içgüdüleri, duyguları, zeka ve becerisi ile ortaya çıkan bir oyun değil midir. O halde oyun oynamaya devam etmek gerekiyor.
DAHA AZ GÖSTER