Ali Omar, bu sergisinde, bizlere hayatı sürdüren arzuyu ve hayatın cazibesini anlatmaya çalışıyor.
"Çocukluğuma ait bir hatıra, işim hakkında bilgi vermekte. O zamanlar kaç yaşımda olduğumdan emin değilim. Ne kişisel farkındalığa sahiptim ne de hatırlayabileceğim kadar güçlü bir anıydı. Büyürken, bedenimi hissetmeye başladım;
DEVAMIonun varlığını, mevcudiyetini ve onu kontrol edebileceğim gücü keşfettim. Yürümek, koşmak ve oynamak için bir güce sahiptim. Bazı çizgiler ve şekiller çizmeye başladım. Ellerimi kullanabilmeye başladığım zaman, oyuncaklarımı, özellikle hareketli olanlarını, sökmeye başladım. Oyuncaklarımı monte edebilmek için çok küçüktüm, bu yüzden annem bana “Neden bunu yapıyorsun? Neden oyuncaklarını kullanılamaz hale getiriyorsun?” diye sorardı. Benim cevabım ise her zaman; “Ben onları kullanılamaz hale getirmiyorum, onları seviyorum.” olurdu. Ben onlarla, neden ve nasıl çalıştıklarını anlamaya çalışmak için oynardım. Enerjilerinin nereden geldiğini ve kendimin enerji hakkındaki düşüncelerini anlamaya çalışırdım.
İnanıyorum ki bu sorunun, enerji hakkındaki bu sorgulamanın anlamı; bugün resimlerimde ve portrelerimde anlamaya çalıştığım şey. Resimlerim, ruhun ve egonun portrelerde şekil bulmasıyla, insanın güncel biçimini anlamak üzere bir girişim. İşimdeki betimlemeler, gerçeği tekdir etmeye eğilimlidir, ama ayrıntılardaki güzelliğe izin vermeyen, esir olmuş gerçekliği reddeder, bunun yerine; kendi görsel güzellik boyutunu yaratır. İşim bu boyutta, aidiyet, kimlik, ego ve ruh-beden arasındaki diyalektik ilişki meseleleriyle tartışır. İşim, evet-hayır, onay-ret arasında ve güzelliğin yattığı yerde; ölümün mutlakıyeti ve sanatın yaşama arzusunu ifade ettiği yerde durmaktadır."
Ali Omar
DAHA AZ GÖSTER