Farklı mekanlar farklı düşünsel alanlar yaratır imgelerde… Modernleşme takıntısı içinde olan her türlü üretime karşıyım. Düz, köşeli, açık renkli stilize edilmiş yeni tasarım anlayışı beraberinde insan ilişkilerini de düzleştiriyor aslında. Bence batının sahte ışıkları bunlar! bize kendi kimliğimizi unutturmasına izin vermeyin! Doğunun iç
DEVAMItenliğini yıkmayın, menfaat uğruna tüketilen aldatıcı ışıklardan korkunuz! Duvarları akan, içerisindeki boşluklardan ağaç kokusu sızan, şömine gereçleri yere dağılmış, ilişikteki servis penceresinden süzülen gölgeler, yüksek tavanlı odanın duvarında tahtadan yapılmış eski bir saklama dolabı içindeki bir takım objelerle mekanın betimlenmesi ne hoştur… Bir düşünün; Karanlıkta yada loşlukta, evinizde eski bir devirde olduğunuzu hayal edin... Sevgiliniz yanınızda, gözleriniz gözlerine, elleriniz ellerine dokunmanın yollarını arıyor… Kuzine de çayın kaynama süresini beklemenin bahanesi ile ona doğru uzanıyorsunuz… İşte o loşluktasınız şu an. Karanlıktan korkmayın, bazen ışık daha canidir ki; O ruhsuz gören gözlerin karanlığı olur. Mevsimler içerisinde pek çok güneşli gün olmasına rağmen, her durumda iç mekanlara sığınma ihtiyacı hissederiz doğamız gereği. Peki o mekanlar neden bu denli ışıklı ve parlaktır? Oysaki eskimiş bir tahtanın oyuntusu, varaklı, işlemeli eşyalar koyu ve pastel tonlarda çiçek işlemeli duvar kağıtları, bordürler neden devir insanında pek az kişiyi cezbeder? Viran, fakir duvarlar arasında yorgun bitkin olmak mesela? Bunlar bir savaşın izleridirler. Sevgiliye giden ruhani temas yolu mücadelelerden geçer. Sureti ise mekanlardır bu yaşanmışlıkların. “Benim Mutfağım” hayatımda karşılaştığım zorlu mücadelelerimden sonra aşkımın yegane tasarımı olan bu mekanlarda anlam buldu. Bir ilişkinin evrelerinin resmedilişi var bu mutfakta… Haşin, sadist, tutku dolu… Su akıtan duvarlar, karanlık bölmeler, parmaklıklar, birtakım aletler, rastgele çakılmış tahtalar arasında yaşanan aşk sıradışı olsa gerek. Bu mutfakta yemek pişiyor, misafir ağırlanıyor, gündelik yaşamda olup bitenler tartışılıyor, insanlar toplanıyor, kutlamalar yapılıyor, sıradışı ilişkiler yaşanıyor… Yaşadığım bu hayatta, gerçek olması bir düş olan mutfağımda yaşanan tılsımlı anlar gerçek hayatın sıradanlığından kurtarıyor insanlığı… İçinde barındırdığı bir takım öğelerle sizi kendi dünyasına davet eden, detay detay açıklama gereksinimi uyandırmayan mekanlar bunlar. O nedenle irdelemeyin ve yaşayın! Resmettiğim portreler ise, senelerdir özendiğim filmlerde başrollerde oynadılar. Fakat bu kişilerin reel hayatlarındaki karakterleri ile rol almayı seçtikleri karakterleri arasında bağlantı kuramadım yada hissedemedim. Fakat onlara kendi mutfağımda bir yer açtım, kendimi onların yerlerine koyarak… Onlar, o çok sevdiğim filmlerdeki karakterlerin oyuncularıydılar çünkü!
DAHA AZ GÖSTER