Hafızamızın mimarisi, hatırlama ve yitirme arasında salınan sorunlu bir yapıya sahiptir. Hatırlanan yerler ve şeyler çoğu zaman ihtilaflı anımsamaların izdüşümleridir. “Memorabilia”da Can İncekara, izleyiciyi hafızanın bu ihtilaflı alanına çekiyor. Kişisel belleğinden yola çıkarak aslında birçok insanın ortak hikayesi olabilecek bir anlat
DEVAMIı sunuyor. Kendi büyük annesine ait anıları, ortak hafızamızdan parçalara dönüştürüyor. Memorabilia hatırlanmaya değer, tarihsel bir önemi olan ya da belirli bir etkinliğe, kuruma ait hatıra nesneleri için kullanılan bir kelime. Bu bakımdan aslında nostaljik olanı –tarihsel olarak bir önemi olmayan herhangi birisinin kişisel belleğine ait olan bir görseli yücelterek- yitirilmiş olanı, ortak hikayemiz olarak yeniden inşa ediyor.
“Memorabilia”da Can İncekara’nın incelikli resimsel anlatısını mekan ve hatırlama kavramlarına yönelterek, izleyiciyi bireysel ve kolektif anlatılar arasındaki ilişkiyi yeniden düşünmeye davet ediyor. Koleksiyon değeri olan hatıralık eşya tanımını kendi bakış açısıyla kurgulayarak, nostaljinin düşünsel, eleştirel ve ironik yanlarına ortaya çıkaran resimsel bir anlatı ortaya koyuyor. Zigon sehpanın üzerinde duran dantel örtü, saksıdaki çiçek, ahşap oymalı üçlü koltuk, süslemeli priz, oda kapısının buzlu camı, balkon demirlerini kaplayan branda gibi görüntülerle geçmişe gideriz. Nesnenin yapımında kullanılan malzeme, biçimi bizi bir tarihe götürür. Seçilen nesnelerin kendi dönemleri içindeki sıradanlığı ile bugün onları tanımlayışımız arasındaki sınır bireysel anımsama ile kolektif anımsama arasındaki ilişkiyi deşifre eder.
DAHA AZ GÖSTER