Latince "Kırılgan İnsan" anlamına gelen Homo Fragilis terimi, güvenli bir ortak yaşam fikrini ve refah vaatlerini, aile ve mülkiyet temelli bağlar üzerinden sorgulamak üzere seçilmiştir. Sergi, yalnız başına hayatta kalmanın zorlukları ve risklerine karşılık, bir arada yaşamın ve mülk biriktirmenin korunaklı rotasını seçmeye davet edilen
DEVAMIinsanın toplumsal kaderini tartışmaya açar. Lüksün ihtiyaca ve ihtiyacın lükse dönüşümü sergide kol gezen bir hayalet gibidir.
Yapıtlarda, kimi zaman perdelenmiş/başkalaşım geçirmiş suretler kimi zaman da tek bir uzuv olarak ortaya çıkan figürler sosyal güvenlik cetvelinin iki ucuna ait öznelerdir: En imtiyazlı ("Aile Değerleri 1", "Üç Kız Kardeş", "Konfor Alanı A", "Hayalet Organ") ve en güvencesiz ("Gönülsüz", "Kutsal İşlem", "İsimsiz", "Misafir") özneler, sanatçı tarafından yeniden tasarlanan ve loş bir koridora dönüştürülen sergi mekanında karşılaşırlar. Bu karşılaşmalar, sosyal statülerin tersinirlik ihtimallerine alan açar.
Seymen'in, daha önceki kişisel sergilerine paralel biçimde pentür, desen, video, heykel, ses gibi malzemelerle keşfe çıktığı Homo Fragilis'te insan ürünü nesneler, insan davranışları sergileyen, irade sahibi ve hatta insan iradesiyle yarışan varlıklar ("Gönüllü", "Toplantı", "Evhamlı Konak", "Perpetuum Mobile") olarak belirir. Sanatçının, portre titizliğiyle yaklaşmayı seçtiği bu nesneler hesap yapar, endişelenir, kararlar alır.
Sergide hetero-patriyarki ("Büyücünün Karısı", "Homo Fragilis") ve sömürgecilik ("Bir Cennet İçin Eskizler") kapitalizmin iki itici gücü ve iş birlikçisi olarak, mülkiyet sisteminin aile ölçeğiyle toplumsal ölçek arasında hareket edilerek ele alınmasına izin verir. Aile toplumu, toplum aileyi taklit eder; eşit paylaşım ve dayanışma önermeleri her an derin bir eşitsizlik ve sistematik sömürüyle yer değiştirebilir, ortak menfaatler her iki yaşam biriminde de kolayca tekil menfaatlerin hakimiyetine girebilir.
DAHA AZ GÖSTER