Mustafa Sevinç, Hep Daha Fazla, Hep Daha Az isimli ilk kişisel sergisinde yer alan performatif heykel ve yerleştirme çalışmalarında, bireyin varoluşunun sınırlarını araştıran, yaşam ve ölüm arasındaki oluş sürecine odaklanıyor.
Sanatçı, oluş sürecinde zamanın izini temele aldığı sergide, bireyin iç/dış dünya ilişkisi ile belle
DEVAMIk kavramı üzerine yoğunlaşıyor. Çalışmalarında su, sünger, cam, ahşap ve demir gibi malzemeleri kullanarak izleyiciyi, yavaş ilerleyen ve bir sonuca bağlanması gerekmeyen bir sürecin etkilerini sezinlemeye davet ediyor. Steril bir laboratuvar görüntüsüne bürünen galeri mekânında, etkileşimli malzemenin sergi boyunca sürecek değişimi, izleyicinin bulunduğu zamanla sınırlanıyor. Sanatçı, varoluşun öngörülemez tabiatını steril, sakin ve şiirsel bir imgeyle temsil ediyor.
“Hep Daha Az Hep Daha Fazla” isimli ilk kişisel sergisinde Mustafa Sevinç, varoluş sorunlarının temelinde yatan zaman algısını ve bireyin iç/dış dünya ilişkileri ekseninde bu algıyla yüzleşmesini metaforik biçimde ele alır. Sanatçı, basit yapı ve kompozisyonlardan yola çıkarak görünüşlerin temsil ettiklerini sorgularken izleyiciyi de bu sakin-gergin atmosfer içinde soru sormaya ve olmayanı görmeye yönlendirir.
DAHA AZ GÖSTER