Gardenscapes, Çağla Ulusoy’un Mayıs 2025’te yayımlanan, sanatçının seçili eserleriyle konuşan ve farklı mecraların iç içeliğiyle örülü kolajlarından oluşan sanatçı kitabı OVERWORKED ile açılarak izleyiciyi Ulusoy’un dünyasına davet ediyor. Serginin merkezinde yer alan bu kitapta, sanatçının kendi çektiği fotoğraflar ve hazır imgelerle büt
DEVAMIünleşen kolajlar, onun evrenine derin bir pencere aralarken, sanatçının eserlerinde imgelerin nasıl inşa edildiğini ve hangi referanslardan beslendiğini ortaya koyuyor. Aynı OVERWORKED ile girilen deneyim gibi, izleyiciler sergide de imgelerle çevrili bir alanın içinde konumlanıyor; ancak bu imge dünyası fiziksel bir düzlemde izleyiciyi sarmalıyor.
Ulusoy, sergide kişisel bir bahçe kurma ve şekillendirme eylemi ekseninde gündelik hayatını kuşatan görsel fragmanlar, yaşadığı coğrafya ve mekânlardan yola çıkarak özgün bir bahçe tasarlıyor. Geleneksel olarak düzenlenmiş ve estetize edilmiş bahçelerin aksine, Ulusoy’un bahçesi doğa ile yapılı çevre arasındaki mesafeyi huzursuz ediyor; iki alan arasındaki uçurumu sorguluyor ve görünür kılıyor. Onun için “bahçe”, tıpkı bir resim yüzeyi ya da telefon ekranı gibi, keskin sınırlarla belirlenmiş, fakat sezgisel olarak özenle inşa edilmiş, cezbedici ve fantastik bir kaçış alanı sunuyor. Gardenscapes, fiziksel resim ile dijital ekran arasındaki sınırları hem görünür kılan hem de rahatsız edici biçimlerde çarpıtan bir mekân olarak izleyiciyi karşılıyor. Bu bahçe, bir yandan renklerin cazibesiyle içine çekerken, diğer yandan soğuk, tenha ve tekinsiz atmosferiyle geri itiyor.
Ulusoy’un bahçesi doğal ile yapay, fiziksel ile dijital, gerçek ile hayal arasındaki çizgileri bulanıklaştıran fantastik bir kurgu, aynı zamanda bir sınır ortaya koyuyor. Burada izleyici, kendisini arada kalmışlık hâlinde bulurken belki de en çok bu belirsizlikte bahçenin anlamını keşfediyor. Düzenli ve kurgusal bir yapıyı andıran bu bahçede göz, mekânın canlılığını tamamlayan resimlerle karşılaşıyor. Parlak ve yansıtıcı yüzeyler hem suyu hem de dijital bir hissi çağrıştırıyor; izleyici bu yüzeylerde ilerlerken resimlerin sıcaklığına sığınıyor.
Serginin sonunda yer alan video ve ses yerleştirmesi bu deneyimi bütünsel bir boyuta taşıyor. Karanlık bir mekânda konumlanan bu bölüm, izleyiciyi yalnızca görsel değil, işitsel bir yolculuğa da davet ediyor. Çıplak bir ağacın dallarını yapraklarla tamamlar gibi, izleyici de resimlerin katmanlı dokusu, renkleri, ses ve video yerleştirmesiyle çevresini saran imgeler sayesinde bu bahçeyi zihninde yeniden kuruyor.
DAHA AZ GÖSTER