Biçimin Gücü, soyut sanat, betili sanat ve araştırma temelli sanat alanlarında çalışan çağdaş Türk sanatçılarının son dönem yönelimlerini araştıran üç sergiden ilkidir. Seriler kendini, sanat dünyamızın durumuna tanıtıcı bir analiz olarak yorumlamakta ve günümüz sanatının önemli alanlarını eleştirel tartışmalara sevk etmeyi amaçlamaktadı
DEVAMIr.
Biçimin Gücü, soyutlama ve biçimciliğin güncel yollarını örneklendirmek için resim, baskı, heykel, fotoğraf ve video gibi farklı disiplinlerden dokuz sanatçıyı bir araya getirmektedir. 20. yüzyılın Modern Avangartlarının temel hedefi olan soyut ve biçimci sanat, batı modernizminin evrensel dili haline gelmiştir. Kandinsky’nin temsilden uzak imgenin yaratımını gerçekleştirmesinden sonra, sanat eleştirmeni Clement Greenberg biçimciliği, sanat için sanattaki (l’art pour l’art) mutlak yüceliğin sanat felsefesindeki son gerçekleşmesi olarak belirlemiştir. Sanatçı o zaman, somut dünya meseleleri ile iletişim kurma, resmetme ya da gösterme çabasını bırakmıştır ve sanat da özgönderimsel, otarşik ve iç güdümlü hale gelerek gerçeklikten ve günlük yaşantın konularından geri çekilmiştir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ise Soyut Dışavurumculuk’ un Batı sanat dünyasına etkisinden dolayı modern, özgür ve demokratik bireyin görsel dili haline gelmiştir. Bu yüzden sanat dünyası, 20. yüzyılın büyük çoğunluğunda ağırlıklı olarak organik ya da geometrik kompozisyonlara ilişkin biçimsel tartışmalarının yanı sıra soyut sanatın kendiliğinden doğaçlanan veya kavramsal yansıtılan stratejileri ile nitelendirilmiştir.
Oysa ki 1980lerden bu yana yeni dışavurumcu betili resim ile gerçekçiliğin çeşitli biçimleri yeniden ortaya çıkmış ve sanat dünyasına egemen olmaya başlamıştır. Fotoğraf ve video gibi diğer disiplinlerde anlatının - belgesel gibi - yeniden canlanmasının yanı sıra sosyopolitik konularla ilgili ya da araştırma temelli sanatın daha yaygınlaştığı fark edilebilir. Nihayetinde 1990lardan itibaren dijital medya ve teknolojiler gerçekliğin aldatıcı çoğalmasını güçlendirmiş ve yeni bir hiper gerçeklik ortaya çıkmıştır. Bu yüzden bugün, soyut ve biçimsel yollardan yaratım azınlıktaki sanatçıların sorunu halindedir. Yine de bu şikayet edilecek ya da yas tutulacak bir şey değildir; çünkü bu, sanatçılara baskı altında kalmadan ve moda olan akımların beklentileri olmadan çalışma imkanı sunar; çünkü hakim olan akımın dışında olmak sanatçıya, yapmak istediği şeye gerçekten odaklanma özgürlüğü verir.
Biçimin Gücü, soyut ve biçimsel sanat alanlarındaki güncel estetik taktikleri, teknik yöntemleri ve kavramsal yaklaşımları değerlendirir. Sergi, sanatsal üretimin bu alanının halen büyük bir güç olduğunu kanıtlar ve sergideki sanatçılar, algımızın sözdizimiyle ilgilenerek sanatın kendisini eleştirel olarak sorgulamasından dolayı temsilden uzak sanatın önemini açıklığa kavuştururlar. İşte bu yüzden Biçimin Gücü, duyular için bir forum, sanata ve dünyaya yeni iç görü kazandırmak için net olarak bilinenin ve algılananın ötesine geçeni görmek için sanatsal bir okul (Sehschule) anlamına gelir.
DAHA AZ GÖSTER