Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nin (SSM), 15. yılında ev sahipliği yaptığı “Feyhaman Duran. İki Dünya Arasında” isimli sergi, sanatçının, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyet’e geçiş sürecinin izlerini yansıtan sanat pratiğinin izinde söz konusu dönemin tüm çatışma ve gelişmelerini gözler önüne seriyor. Çöküş yıllarını yaşayan
DEVAMI bir imparatorluktan, sanat dünyasının beşiği Paris’e giden, sonrasında yurda gelişinde ise kendini keskin bir dönüşümün ortasında bulan Duran’ın, bu yolculuklarının, sanatını nasıl şekillendirdiğini yansıtıyor.
Paris’teki eğitimi sırasında etkisi altına girdiği empresyonistlerden hareketle, tuvalini alıp şehrin farklı bölgelerinde resim yapmayı alışkanlık haline getiren Duran’ın Süleymaniye, Boğaz ve Adalar’ı tasvir ettiği peyzajları İstanbul tarihine toplu bir bakışı mümkün kılıyor. Sanatçının, CHP’nin Yurt Gezileri Projesi kapsamında Gaziantep’te yaptığı çalışmalar ise hem dönemin ideolojik yapısına dair belge niteliği taşıyor hem de İstanbul resimlerinden farklı üsluplarıyla Duran’ın sanatına yeni bir yaklaşım olanağı sunuyor.
Duran, tüm yaşamı boyunca Doğu ile Batı’yı aynı anda deneyimlemesinin etkilerini eserlerine yansıtmış bir sanatçıdır. Cumhuriyet Türkiyesi’nde portrelere duyulan ihtiyaçtan dolayı en çok bu alandaki işleriyle anılan sanatçı aynı zamanda natürmort, peyzaj gibi farklı türlerde de aynı üretkenlikte eser vermiştir. Portrelerinin yanı sıra, Paris’teki eğitimi sırasında ilk kez canlı modelden çalıştığı nü eserleri, farklı bölge ve mekânları tasvir ettiği peyzajları ve hat kompozisyonlarının obje olarak yer aldığı natürmortları da sanatçının farklı türlerdeki çalışmalarının günışığına çıkartılması hedefiyle sergideki yerini alıyor.
Sanatçı, Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’ndeki yöneticilik çalışmalarıyla, Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’den Hasan Âli Yücel’e kadar Cumhuriyet’in şekillenmesinde rol sahibi birçok ismi tasvir ettiği portreleriyle bu geçiş döneminin hem yakın tanığı hem de uygulayıcılarından biri olarak öne çıkıyor. Ancak Osmanlı’nın geleneksel sanatları ve yaşam tarzıyla da bağını hiç koparmayan Duran, şair ve hattatların olduğu bir aileden gelmesinin etkisiyle gerçekleştirdiği hat kompozisyonları ve natürmortlarında obje olarak yer verdiği hat koleksiyonuyla bu alanda adından söz ettirmeyi başarmıştır. Kurulduğu dönemde İstanbul Deniz Müzesi tarafından sipariş edilen, Topkapı Sarayı Müzesi koleksiyonundaki minyatürleri tuvale aktardığı çalışmaları ve yine Topkapı Sarayı Müzesi’nde resmettiği peyzajları da sanatçının Osmanlı tarihine ve sanatlarına olan ilgisini gösteriyor.
Eşi Güzin Hanım’ın dedesi ünlü hattat Yahya Hilmi Efendi’den miras kaldığı anlaşılan, 19. yüzyıl hattatlarının eserlerini, Feyhaman Duran’ın yazdığı güzel yazıları ve Güzin Duran’ın yazı-resim kompozisyonlarını da içeren hat koleksiyonundan parçalar da sergi kapsamında yer alıyor. Seçkinin önemli bir bölümünü oluşturan portreler ise Feyhaman Duran’ın yaşadığı ve ürettiği döneme kapsayıcı bir bakışı mümkün kılmak adına, resmedilen isimlerin kısa biyografileri eşliğinde sergileniyor. Sanatçının, Beyazıt’ta ressam eşi Güzin Hanım’la beraber yaşadığı evinden bazı bölümler; onun gündelik hayatını ve çalışma ortamını anlatan özel düzenlemelerle müze ortamına taşınıyor.
Eserlerinde ve hayatında gelenekle olan sıkı bağ açıkça görülebilen Feyhaman Duran, ilk kez bu kadar ayrıntılı bir sergiye konu oluyor. SSM, sanatçının koleksiyonundan yapılmış geniş kapsamlı bir seçki ve SSM koleksiyonundan tamamlayıcı eserlerle, Türkiye sanat tarihinin dönemecinde yer alan Duran’ın külliyatına ayrıntılı bir bakış sunmayı amaçlıyor.
DAHA AZ GÖSTER