Emre Hüner’in [ELEKTROİZOLASYON]: Bilinmeyen Parametre Kayıt-Dışı başlıklı kişisel sergisi, yarı kurgusal bir senaryo metni etrafında şekillenmiş yeni üretimlerden oluşuyor. Hüner, film, roman veya mimari yapı gibi formlar arasında aracı bir unsur olarak gördüğü senaryoyu işlevinden bağımsızlaştırıyor ve nihai bir sonuca varmak yerine açı
DEVAMIk bir üretim yöntemi, bir senaryo yazım süreci öneriyor.
Bir kavram olarak [Elektroizolasyon], sergide yer alan biçimler arasında kendini ölçek ve malzeme farkları ve tekrarları üzerinden hissettiren altyapısal bir makine-özneye işaret ediyor ve yapay olanla biyolojik olanı, mekanik olanla organik olanı kavuşturma peşinde bir türlü birleşemeyen kurgusal anlatılar, yapıtlar ve ucubeler üretiyor. Ansiklopedik bir yaklaşımla sıralanan sonsuz listeler, üçboyutlu yazıcının dizgesi ile buluşurken, sanatçının sır deneyleriyle kaportacı, tesisatçı ve elektronikçinin doğaçlama pratiği arasında bir el işçiliği fikri beliriyor.
Sergide karşılaştığımız heykeller, yerleştirmeler, fotogravürler, serigrafiler, film ve metinler, mecralar arasında dolaşarak ilerleyen, doğaçlamaya dayalı, performatif bir üretim sürecini yansıtıyorlar. Kaydetme, belgeleme, alıntılama, kalıp alma ve kopyalama gibi estetik jestler aracılığıyla serginin ve filmin mekânları, nesnelerin yüzeyleri ve dilsel alan arasında tekrarlanarak çoğaltılan formlar, nesnenin yapıt, prototip, araç, iz ve eyleyen olma potansiyelleri arasında hareket ettiği bir dünya kurgusu öneriyor.
[ELEKTROİZOLASYON]: Bilinmeyen Parametre Kayıt-Dışı, modernite deneyimini çift kutuplu olarak belirlemiş yalıtım ve kapatma pratikleri ile iletkenlik ve bulaşıcılık olgularının karşıtlığı arasında uzanan ilişkisel bir alanı irdeliyor. Beden parçaları, makine aksamları, değişken bilinç hâlleri, endüstriyel atıklar, mimari kesitler, tıbbi protezler, dil oyunları ve spekülatif terimler, inşaat ve yıkım araçları, bilgi ve meslek kategorileri, insan olmayan yaşam türlerinden parçalar, tümü aynı plastik düzlemde birbirlerinin kayıtlarını tutuyor, birbirlerine öykünüyor ve birbirlerini kopyalayarak çoğalıyorlar. Serginin bütününde fabrika, laboratuvar, film seti ve yerleşke gibi kapalı mimari mekân düzenlemelerini alıntılayan formlar, steril ve bilimkurgusal bir yabancılaşmayı çağırırken, siyah beyaz film sekansları, mekâna yayılan ses öğeleri ve heykeller müze binasının ve onu çevreleyen şehir dokusunun toprak altı fısıltılarını, pek tanıdık arketiplerini ve artık bedenlerini mekâna taşıyor.
Semiyotik bir makine olarak [Elektroizolasyon], kendi üretim sürecini ve bağlamını hiç durmadan belgeleyerek dokunduğu her yeni biçimi ve mecrayı kendi merkezi etrafında bir yörüngeye çeviren yeni özdüşünümsel katmanlar ve ölçekler salgılıyor.
DAHA AZ GÖSTER