“Değişen Perspektif”, altı sanatçının bir araya gelişiyle insanlık tarihinde değişen ve dönüşen perspektif olgusunu ele alıyor. Tarihte öncelikle tek bir durağan çizgiye, ufuk çizgisine dayalı olarak yön duygusunu geliştiren bu bakış, statik bir zeminde durduğu varsayılan bir izleyen üzerine inşa edilmişti ve bir yönü ve o yön üzerinde ul
DEVAMIaşılabilir noktaları belirlerken, ancak bu çizgi içerisinde özne ve nesne arasındaki mesafe ölçülebilir ve konumlanabilir olmuştu.
İki konum arasındaki mesafenin ölçülmesi, navigasyonun ve böylece emperyalizm ve kapitalizmin inşasının gelişiminde önemlidir. Optik incelemelerindeki gelişmeler ve perspektif, bu gelişimin önemli bir parçasıdır. Dünyanın küresel formunu görmezden gelen perspektif yanılsaması, yüzyıllarca doğal, bilimsel ve objektif bir olgu olarak dayatılmıştır. Bu şekilde mekanın hesaplanabilirliği, bir gelecek tahminine olanak sağlamasıyla çizgisel bir zaman kavramının inşasına yol açmıştır. Sözde-evrensel olan bu inşa içinse aynı fotoğraf makinesinin icadında olduğu gibi hakikati temsil ettiğine dair şüphe asla ortadan kalkmamıştır.
Sergide yer alan Didem Erbaş, drone çekimlerin ürettiği imajlar üzerinden çalışmasını oluştururken ve savaş mimarisinin ilerlediği yönlere dair sorgulayıcı açısını ortaya koyarken, Merve Ünsal serigrafileriyle ufuk çizgileri ve onların kırılganlıklarını görselleştiriyor. Ayrıca, sanatçının kaleme aldığı bir hikaye, doğa-insan diyalektiği üzerinden bir ses yerleştirmesi olarak izleyiciyle ve kamuyla paylaşılıyor. Birbirleriyle ortak işler üreten iki sanatçı, ayrıca pozitif-negatif espas ve yatay-düşey limit üzerinden kurguladıkları ortak bir çalışmayla da sergiye katılıyorlar.
Mehmet Öğüt, video çalışmasında perspektif olgusunu, “gerçeklik algısının” değişmesi üzerinden ele alırken her bir veri aktarımında, ana iletinin değerinden bir şeyleri kaybetmesini vurguluyor. Ezgi Yakın, doğa ve insan formlarının hibrid yorumlarından hareketle, tanımlayıcı olmayan ve nesnel perspektif bakışını sorunsallaştıran soyut düzenlemelerini izleyiciyle paylaşıyor.
Cevahir Akbaş, kent ve doğa düzleminde üretilen patikaları haritalandırma, kuş bakışı çizimler ve kişisel deneyim üzerinden aktarırken, Sinan Logie ise perspektif ve onun gelişim tarihine has optik incelemeleri, Doğu ve Batı kültürlerine etkilerinin farklı veçheleri üzerinden ele aldığı heykel çalışmasıyla sergide yer alıyor.
Artık düşey perspektif çağındayız. Havadan görüntüler, uydu görüntüleri ve drone çekimler gibi teknolojiler bir paradigma değişimi yaratıyor. “Değişen Perspektif” bir yanda yatay perspektif ve düşey perspektif paradigmalarını masaya yatırırken sanatın önemli unsurlarından birisi olan perspektifin rolü ve amacını; sosyal, kültürel ve tarihsel bir perspektiften yorumluyor.
DAHA AZ GÖSTER