Sergiye bu ismi, sanatçının bedeninin tamamından aldığı kalıbı bir post gibi yere serdiği eseri veriyor. “Ben ve Herşey Arasındaki Mesafe” bir hayvan postu gibi yere serilse de, polyesterden olması, ‘sanatçı postu’nun çiğnenmesine izin vermiyor. Daha önce “Eat Me Meet Me” performansı ile kendi üzerine bir deri gibi kapladığı pestili izley
DEVAMIicilerin soyarak yemelerine izin veren Mehtap Baydu, bu defa kendi derisini kendi yüzüyor. İlhamını daima kendi köklerinden ve bu köklere ait efsanelerden alan sanatçı, böylece deri değiştirdikçe gençleşen Şahmeran’a da bir kez daha referans veriyor. Sanatçı aynı zamanda “Papierrepublik” sergisi kataloğunun kapağında da yer alan, yüzünün kalıbını alarak gerçekleştirdiği kağıttan otoportrelere de devam ediyor. Ancak daha önce kendi büstlerini yapan sanatçı bu defa kendi kafasını, yerdeki postu tamamlarcasına, duvara asıyor. Mehtap Baydu, duvardaki bu ‘sanatçı kafaları’nın, üzerine yaşamında karşılaştığı kişilerden aldığı dudak kalıplarını ekliyor. Böylece Baydu, kendisini başkasının sessizliği ile susturuyor. Çevresindeki kadınlardan, yalnızca dudak kalıbı değil, elbise de alan, ve bunları üzerine giyerek, adeta onların derilerinin, bedenlerinin içine giren Mehtap Baydu, bu sergide tanıdığı kadınlardan göğüslerini de alıyor. Anneliği ve cinselliği aynı anda temsil eden sayısız kadın göğsü, porselen döküldüklerinde bu beden parçasına yüklenen anlamların kırılganlığı iyice öne çıkıyor. Mehtap Baydu kadın göğüslerini bir tavan göbeğinde bir araya getirerek, kadınların kırılganlıklarıyla ‘süsledikleri’ bir mekan kuruyor.
Aynı mekan sanatçının kendi bedeninin ‘alışılmadık’ parçalarının kalıplarından derlenen çiçekler ile bezeli büyük bir tarla ile de süsleniyor. Sergi mekanında, tarlaya doğru ilerleyen üç çift bacak, sanatçının 2008 yılında Almanya’da gerçekleştirdiği “Kırmızı Ayakkabılar İle” performansından bir kareyi heyekelleştiriyor. Kırmızı bir çift ayakkabı giyiyor olmaya, bu ayakkabılar ile günlük hayatın içine karşıyor olmaya yüklenebilecek anlamları araştıran sanatçı, performansta başkalarına giydirdiği ayakkabıları kendi giyerek, kendi bacaklarını seramik ile çoğaltıyor. Bacaklarda seramik dökülürken oluşan kalıp izini özellikle koruyan Mehtap Baydu, böylece performansın sorguladığı ‘güzelliğin kalıpları’nı bize yeniden hatırlatıyor.
DAHA AZ GÖSTER