Zafer Malkoç’un çalışmalarının temelinde insan yer alır. İnsanı, geçmişi, geleceği, bastırılmış duyguları ve korkularıyla ele alan Zafer Malkoç’un çalışmaları bu yönden bir bütünlük taşır. Kullanılan teknik, renk, konu ya da figür ne kadar farklı olursa olsun o, insanı kendisiyle ve korkularıyla yüzleştirmeyi amaçladığından “B12” serisini
DEVAMI diğer çalışmalarıyla birlikte değerlendirmek gerekir.
Malkoç’un ilk serisi “Modern İnsanlar”dır. Sanatçı bu seride İstanbul sokaklarından edindiği izlenimleri tuvale aktarır. Kendi çektiği fotoğraflardan yararlanarak oluşturduğu bu seride metropolde yaşayan insanların kalabalık içerisindeki yalnızlığına vurgu yapar. Çalışmalarda figürler hareket hâlinde olsa da izleyiciyi etkisi altına alan bir durağanlık söz konusudur. Bu durağanlık büyük şehirde yaşayan insanın kendisiyle baş başa kalamamasının, kendisi olamamasının ve sürekli yinelenen
koşuşturmanın yarattığı tekdüzeliği çağrıştırır. Figürlerde ayrıntıya inilse de mekânda ayrıntıya inilmez. Figürlerdeki renkler karakter ve sosyal statü gibi farklılıklara işaret edercesine belirgin olmasına karşın mekânda daha soluk renkler kullanılmıştır. Buna rağmen mekân insanın hapsolmuşluğunu vurgularcasına öne çıkar Barok resimleri çağrıştıran ve kadın figürlerini merkeze aldığı Piece of Meat serisinde ise sanatçı kadının metalaştırılmasını konu edinir. Kadına uygulanan fizyolojik ve psikolojik şiddeti tellerle sembolleştirerek eleştirel bir gözle tuvale aktarır. Bu çalışmalarda insan üzerindeki baskının nedeni olan mekân, yerini tellere bırakmıştır. “Uyuşturulmuş Bedenler” ve Kırmızı Emperyalistler’de ise koyu arka plan yerini boşluğa bırakır ve kırmızının hâkimiyeti belirginleşir. Mekân ise artık yok olmuş ve boşluğa dönüşmüştür. Hareketin ön planda olduğu bu çalışmalarda parçalanmışlık söz konusudur. Anton Giulio Bragaglia’nın siyah veya koyu renkli fon önünde yer alan tek bir figürün hareketini farklı aşamalarla ve düzensiz aralıklarla gösterdiği “Fotodinamik
Portreler” adını verdiği fotoğraflarını çağrıştıran ve tanınmış simaların portelerine de yer verilen Kırmızı Emperyalistler serisi, bireyin geçmişiyle, geleceğiyle, gerçekle ve korkularıyla yüzleşmesinin çoğaltılmış ve parçalanmış imgeler biçiminde yansıtılmasıdır.
Çoğu, divizyonist teknikle oluşturulmuş bu çalışmalarda figürlerin hareketleri, bakışları ve bireyi her yandan kuşatan teller, kasvetli bir atmosfer yaratsa da tuval üzerine rastgele serpiştirilmiş rengarenk balıklar umuda dair bir işaret taşır. B 12 serisinde ise bireyin toplumla ilişkisi daha geniş bir çerçevede ele alınır. Bilindiği gibi B12 vitamini eksikliği bellek kaybına ve birçok psikolojik ve fizyolojik rahatsızlığa neden olmaktadır. Zafer Malkoç, B 12 adını verdiği serisinde bu noktadan hareketle bireyin toplum ve otoriteyle ilişkisini, bu ilişki sürecinde ekonomik ve sosyolojik nedenlerle yalnızlığa itilmesini, unutkanlığa zorlanmasını, toplumsal hafızanın otorite tarafından tahrip edilmesini ele alır. Bu çalışmalarda siyah arka plan toplumsal hafızanın karartılmasına işaret ederken, gaz maskeleri nefes almaya duyulan ihtiyacın ifadesidir. Bu kez umudun sembolü olan balıkların yerini çarpıcı renklerdeki kaligrafik çizgiler almıştır.
DAHA AZ GÖSTER