1965-71 arasında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (DGSA) Resim Bölümü'nde Adnan Çoker'in atölyesinde okudu. 1971-73 ve 1980-81 arasında Almanya'nın birçok kentinde inceleme ve araştırmalarda bulundu. 1974'te DGSA'ya öğretim üyesi olarak girdi. 1976'da Yarımca Kültür ve Sanat Festivali Resim Ödülü'nü, 1979'da 2. İstanbul Sanat Bayramı Yeni Eğilimler Sergisi başarı ödülünü, 1980'de 14. DYO Ödüllü Resim Yarışması'nda 1983'te ise Günümüz İstanbul Sanatçıları Sergisi'nde başarı ödüllerini kaz
DEVAMIandı.
Mimar Sinan ve Yeditepe üniversitelerinde öğretim görevlisi olarak çalıştı.
Yapıtlarında konu olarak insanı ele aldı, onun dramını, umut ve özlemlerini işleyerek soyuta yaklaşan dışavurumcu-figüratif bir anlayış geliştirdi. 1970'lerde eski bir hat sanatından, cami alemlerinden esinlenerek yeni biçim ilişkileri denedi, mekanik bir düzenlemenin dağınık ve hareketli etkinliğini araştırdı. 1970'lerin sonlarına doğru gene kaligrafik çizgiden ve simgeleştirme yönteminden yararlanarak, soyut figürlerle dinamik çizgilerden oluşan yapıtlar üretti. Figürleri, yalın biçimleriyle, sonsuzluk duygusu içinde tinselliği çağrıştırır. Boşlukta duran, uçan ya da yürümeye çabalayan figürleri durağandır, ama oluşturdukları yön karşıtlıkları ile kompozisyonda gerilimli bir hava yaratırlar ("Mavili Kadın"). Ata renklerin psikolojik, tinsel, simgesel ve lirik etkileri ile tüm anlatım temelinde rengi biçime egemen kılar. Düz fonun üstünde geniş ve tek yönlü fırça vuruşlarıyla oluşturduğu biçimlerde ışıklı alanları birer çizgi-şerit haline getirmiştir. Bunları kompozisyonun bütünlüğünden kopartarak biçim-boşluk ve kapalı biçim-açık biçim ilişkilerini, bilinçli bir karşıtlık ve simgesel bir anlatım içinde ele almıştır.
DAHA AZ GÖSTER