1999 yılında, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde lisans eğitimini tamamlayan sanatçı, çalışmalarını İstanbul’da sürdürmektedir. Sanatçının eserleri, Türkiye’deki koleksiyonların dışında Amerika, İtalya, İngiltere, Rusya’da da özel koleksiyonlarda yer almaktadır.
Halit Demirel’in üzerinde çalıştığı monokrom seri "zerre" içe doğru yönelen bir sonsuzluk arayışı olarak tariflendirilebilir. Suluboya tekniği ile üretilen çalışmalar, bu arayışın izlenebileceği
DEVAMI bir seçki olarak karşımıza çıkıyor. "zerre" ne büyüklükte bir şeye baktığımızı, neyin kağıt üzerinde sabitlenmiş halini gördüğümüzü ele vermeyen, maksatlı bir muammayla bizi karşı karşıya bırakıyor. Yakınlık, uzaklık, ölçek veya zaman gibi kavramları silikleştiren, derinlere indikçe daha da derinlerin mümkün olduğuna işaret eden bu arayış, içeriye girdikçe nelerle karşılaşılabileceğini sorguluyor. Demirel’in işlerindeki mikroskobik bakış, birbirine benzeyen şeylerin yaklaştıkça, içine düştükçe, derinleştikçe farklılaştığını gösteriyor, benzerleri birbirinden ayrıştırıyor. Bu dışarıdan içeriye doğru arayış her bakışta, her parçada, her denemede yeni parçacıkların, başka katmanların tariflenebildiğini gösteriyor. Seri, derine inmenin ne ifade ettiği sorusu kadar bilinmezin sürekliliğini de kendine dert ediniyor.
Demirel’in suluboya çalışmalarını, her biri üretildikleri kağıdın içinden yırtılarak ayrıştırılan parçalardan oluşuyor. Adeta birer numune gibi bütünden çekip çıkartılan bu parçalar, nereye ait olduklarına kayıtsız bir şekilde karşımızdalar. Geride bıraktıklarının bilinmezliğini odağın dışında bırakıyorlar. Burada bakılanın ne veya neyin parçası olduğunun artık önemi kalmıyor; “zerre’ler” izleyiciyi uçsuz bucaksız bir sonsuzun içine dalmaya, parçacıkların içinde gezinmeye davet ediyor. "zerre" parçanın içine girdikçe derinleşen sonsuzluğun ona yaklaşmaya çalışarak arandığı bir deney alanını izleyici ile paylaşıyor.
DAHA AZ GÖSTER