Nazım Hikmet'in şiirlerinden oyunlaştırılan "Yaşamaya Dair"de acıları ve keyifleriyle bir bütün halinde "hayat" sorgulanıyor. Savaşların, yoklukların, kırgınlıkların, yalanların ve hüzünlerin etrafında biçimlenen hayatın her anından tüm
DEVAMIbu olumsuzluklara rağmen tat alınması gerektiği vurgulanıyor. Hayatın keyifli ve kederli anları arasındaki geçişler ve zıtlıklar üzerinden kurgulanan "Yaşamaya Dair" adı gibi yaşamaya dair bir sorgulama aslında... Tüm bu hayıhuy'un içinde mutlu olabilmeyi nasıl başarıyoruz? Gerçekleri görmezden gelmek mi mutlu olmanın yolu, yoksa hayatı tüm gerçekliğiyle birlikte kabul ederek sevmek mi? Sanal tartışmalar ve değerlerle çevrelenmiş bir yaşamda kendimizi var olmaya nasıl bu kadar sıkı sıkıya bağlayabiliyoruz? "Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi meselâ, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani, bütün işin gücün yaşamak olacak."
DAHA AZ GÖSTER