Anytos: Biz Sokrates'i ne ile suçluyoruz?
Lycon: Tanrılara karşı gelmek, yeni tanrılar uydurmak ve gençlere Tanrı tanımazlığı öğütlemek
Anytos: Peki, hakikatte bu böyle mi?
Herkesin kendi hakikat
DEVAMIini yazmaya çalıştığı ve gerçeğin bilgiden koparılarak yok edildiği bir dönemden geçiyoruz. Peki, biz bu gerçekliğin neresindeyiz? Hangi soruları soruyoruz?
İktidar, şöhret ve para için bir araya gelmiş üç güç, bir masa başında, kendisine " Ben, Tanrı'nın devletin başına musallat ettiği bir at sineğiyim " diyen baldırı çıplak, yalın ayak bu adamı, otoritelerine çomak soktuğu için yargılatıp, idam ettirmek üzere bir plan hazırlığı ile toplanmışlardır. Korkuları " Sokrates gibi büyük bir filozof bile yalın ayak dolaşırken, siz nasıl oluyor da zengin hayatı sürüyorsunuz " diyecek olan halktır. İktidar olamazlarsa halkı yönetemeyecekleri korkusu ile bu kararı alırlar.
Anytos, Meletos ve Lycon gibilerden oluşan bu üç gücü asırlar öncesinden, bugünden tanıyan ve hatta yarın da tanışacak olan bizler, Theodote’u tanıyor muyuz?
Theodote: Sokrates kentin en bilge, en akıllı adamıydı. Öldükten sonra her şeyin bu şekilde gelişeceğini öngörmemiş olamazdı. O yüzden kendi ölümünü tasarladı. Öyle bir ölmeliydi ki ölümü onu kahramanlaştırsın. Onurunu kaybetmeden ölüme mutlu bir şekilde yürüdü.
Bildiği tüm doğrular için af dilemek yerine baldıran zehrini içerek yaşamına son veren Sokrates'in iradesini örnek alarak, varlığını tehdit eden güce; " Yaşayıp göreceğiz. Elinden geleni ardına koyma " diyen, bilginin gerçekle ilgili hakikatte gizli olduğunu bilen Theodote’u tanıyor muyuz?
Buyurun biz sizi tanıştıralım. Görelim, konuşalım, duyalım. Bakalım kimmiş O.
DAHA AZ GÖSTER