Efsane oyun sahnelere geri dönüyor.
"Büyük doktorlar çatlağın, delinin, üşütmüşün, takıntılının altında yatan insanı görmenin, keşfetmenin, düzeltmenin yollarını arıyor. Ya bunların hepsi zincirlerinden boşanıp aramıza karışı
DEVAMIrsa?
Peki, şu anda tiyatroda, yanınınızda oturan, kafayı üşütmüşün, çatlağın tekiyse ne olacak?
Her yer delilerle dolmuşsa?Tak tak takıntılılar.Üşütükler. Kafayı yemişler.Yemek üzere olanlar.Çat çat çatlaklar…
“Tak Tak Takıntı”, gündelik yaşam içinde kıyısından geçtiğimiz, farkına varmadığımız, sıradan sandığımız küçük olayları örtülerinden sıyırıp önümüze koyan muhteşem bir güldürü. Küçük Prens, “aslolan göze görünmez.” diyor. “Tak Tak Takıntı, göze görünmeyenin peşinde bir güldürü.
Saplantılarından kurtulup, kendine yeni baştan başlamanın yolunu keşfedenler, kurulu düzen hapishanesinden kurtuluyor; içlerine tıkıldıkları hücrenin duvarlarını yıkıyor. Güneş doğuyor içlerine…
Bırakın, doğsun güneş… Oyuna gelin, birlikte kaçalım hapishaneden."
DAHA AZ GÖSTER