Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Türk Tiyatrosu’nun önemli yazarlarından Oktay Arayıcı, “Rumuz Goncagül” oyunu ile 70’li yılların sonlarında değişen sosyal yapının ve ekonomik hayatın etkisiyle adını, varlığını ve çaresizliğini çözmeye çalışan “Kadınların” sıkışmışlığını ç DEVAMIağdaş bir orta oyunu dünyasından anlatır. Timur Selçuk’da müzikleri ile bu dünyaya eşlik eder.
İstanbul’un tarihi semtlerinden birinde eskimiş olan bir evde kızı(Gülsün) ile yaşayan İnsaf Hanım, kocasından kalma emekli maaşı ile geçinemeyince kendi kiracı olduğu evin bir odasını Sıtkı’ya kiralar.
“Rahmetli Ruhi Bey becerip bir ev sahibi edebilseydi bizi, bu hallere düşer miydik?”
İçine düştüğü geçim sıkıntısı ve toplumsal baskılara bir de giderek değişip dönüşen kent hayatının zorluğu eklenince İnsaf Hanım, bu sıkışmışlığın içinden kendince bir çıkış yolu bulur ve kızının bir evi bir güvencesi bir yuvası olması için “Goncagül” rumuzu ile gazete ilan-ı mektup yazar. Ancak ilana talip iki yüz altmış bir adet mektup gelince hepsiyle görüşmeye yetişemeyeceğini anlayan İnsaf Hanım, kiracısından yardım ister. Sıtkı anne kıza yardımı kabul eder ve talipliler ile o da görüşür. Sonrasında ise olaylar bir anda içinden çıkılmaz bir hale gelir.
“Hani sevgi yüce bir duyguydu; beni neden aldattınız?
Gizlice sevdiği Sıtkı’nın aşkından habersiz olan Gülsün, beklediği sevgiyi ararken eve gelen taliplilerin tek derdinin çıkar olduğunu ve aldatıldığını anlaması ile umutsuzluğa düşse de güvendiği sevgiye tutunur. Tam mutlu oldukları sırada ise hepsini büyük bir sürpriz beklemektedir. DAHA AZ GÖSTER